Joined: Tue Nov 26, 2024 9:39 pm
User avatar
Game Master
Game Master
Sessizliği ilk bozan, beklenildiği üzere, düşünceyle değil içgüdüyle hareket eden biri oluyor. "AYYYYYY! AYYYYYYYY! AYYYYYYYYYYY! AY SABAHTAN BERİ BU ANI BEKLİYORUM ÖNCE BEN." Bokukichi bir anda öne fırlıyor. Öyle hızlı ki neredeyse yatağın kenarına takılıp düşecek. Kendini son anda toparlayıp senin karşına çömeliyor, gözleri parlıyor, ellerini birleştiriyor. "Bak bak." diyor heyecanla. "Az önce dünyanın sonu, karanlık tarikatlar, ruhlar falan konuştuk ya, kaderim ne diyor onu öğrenelim. Ona göre umutlanmalı mıyım karar vereceğim." Masato irkiliyor. "Bokukichi, ciddi bir-" derken "Ya Masato bir kere olsun eğlencemizi bozmaz mısın??" diye kesiyor onu Bokukichi. "Seni çok ciddiyim camdan atarım şu an." Kaede, köşede sessizce dururken hafifçe nefes veriyor. Dudaklarının kenarında belli belirsiz bir kıpırtı var, gülüyor mu, pes mi ediyor, anlamak zor.

Rei bir an sizi izliyor. Odaya yayılan bu ani neşe değişimini fark edince yüzü yumuşuyor. "Ben size bir şeyler hazırlayayım." diyor nazikçe. "Bu sabahın biraz sıcaklığa ihtiyacı var." Kapıdan çıkarken ekliyor. "Ve Bokukichi’ye çok şekerli bir şey yapacağım. İhtiyacı var." Bokukichi gülüyor ve "RUHLAR DUYDU MU?" diye sesleniyor arkasından. Kapı kapanıyor. Odanın havası... değişiyor. Az önce ölüm, kehanet ve çürüme konuşulan yerde şimdi tuhaf bir yaşama tutunma hissi var. Masato senin yanına biraz daha yaklaşıyor, dizlerini karnına çekip yere oturuyor. "Fal iyi fikir Aoi, ben de istiyorum." diyor. Kaede nihayet konuşuyor. "Karşı çıkacak halim yok. Bana da bakalım."

Bokukichi halının ortasına bağdaş kuruyor, avuçlarını sana doğru uzatıyor. "Ben hazırım." diyor ciddiyetle. "Ruhlarım da hazır." diye ekliyor. Neyden bahsettiği hakkında hiçbir fikri yok. Masato dayanamayıp kıkırdıyor. "Ruhların bile senden yorulmuştur." Bokukichi "ONLAR BENİ SEÇTİ!" diye karşılık veriyor gururla. Rei biraz sonra geri dönüyor, elinde buharı tüten çaylar, küçük tabaklarda tatlılar. Odaya yayılınca tütsü kokusuna karışıyor, ağır hava bir nebze olsun yumuşuyor. Fal sırası konuşulmaya başlanıyor. Bokukichi el kaldırıyor. Masato hafifçe işaret ediyor. "Sonra ben." Kaede bir an duraksıyor, sonra başını sallıyor. "En sona yaz beni." Rei gülümseyerek ekliyor. "Bana da bakabilirsin tatlım."

Kartların hala yatağın üzerinde. İmparator kartı en üstte, sana bakıyor gibi. Bokukichi iki avucunu birleştirip gözlerini kapatıyor. "Hazırım." diyor alçak ama ciddi bir sesle, daha önce de söylemiş olmasına rağmen. Kartlara uzanıyorsun. Kendini gösterme zamanı, Aoi!
Joined: Thu Nov 21, 2024 4:14 pm
Rütbe:   
 Image
User avatar
Konohagakure
Konohagakure
Aoi cümlesinin bitirir bitirmez heyecanla ilk öne fırlayan kişi tabi ki de Bokukichi olmuştu. Bağırarak öyle bir gümbürtüyle öne atılmıştı ki neredeyse iki karış odada yere kapaklanacaktı. Yatağın önüne gelerek çömelmişti. Gözlerinde öyle bir ışıltı vardı ki Aoi onu daha önce hiçbir konuda bu kadar hevesli görmemişti. "Böyle tepki vereceğini bilsem çok daha önce teklif ederdim." dedi Aoi onun bu haline kıkırdayarak. Fal meselesini ciddiye alması güzeldi. Aoi de bu konuda son derece ciddiydi. Falların şakası yoktu, gerçekten de her dedikleri tutuyordu. O yüzden Bokukichi'nin bu konudaki hislerini en çok o anlıyordu. Aoi de bu kederli gecenin ardından kaderini öğrenmek için bakmıştı falına. Masato ona içlerinde bulundukları durumun ciddiyetini hatırlatacak olduğunda son derece büyük bir tepkiyle karşılık vermişti. Aoi yine kıkırdadı. Teklif eden kendisiydi sonuçta.

Rei ablası onların bu haline gülerek mutfağa gitmişti. Bir şeyler hazırlayacağını söylemişti. Bokukichi'ye özellikle çok şekerli bir şeyler hazırlamak istiyordu. "Daha çok enerjiye ihtiyacı var mı gerçekten?" Masato da yanına gelerek yere çökmüştü. Fal olayı ile pek ilgilenmeyeceğini düşünmüştü Aoi ancak ilginç bir şekilde o da falına bakılmasını istiyordu. Hatta... Bunu önceden çok aptalca bulan Kaede bile karşı çıkmamıştı. Bokukichi bağdaş kurarak ciddileşmişti. Hazırdı. Diğerlerinin de sıraya geçmesinden rahatsızlık duymuş gibi ilk kendisine bakılmasını istiyordu. Rei ablası içeri girerek birer bardak çay ve atıştırmalık getirmişti. Aoi kartlarını karıştırarak özenle dizdi ve Bokukichi'den seçmesini istedi. Sonra da çevirerek ona gösterdi kaderini.
► Show Spoiler
"İmparatoriçe." diye başladı sakin bir ses tonuyla. "Bereket, şefkat, koruyuculuk, duygusal olgunluk gibi anlamlara gelir. Birilerine kol kanat germelisin, onları korumalısın ve şefkat göstermelisin. Ruhlar sana bunu tembih ediyor. Şefkatle beslemeli ve beslenmelisin. Ancak bunu yaparken dikkat et. Kendine de şefkat göstermen gerekiyor. Fedakarlığın fazlasına kaçıp kendini ihmal etmemelisin. Sevgi almalı ve aynı oranda sevgi sunmalısın. Başkalarını taşımak zorunda değilsin ancak kurduğun bu bağ seni güçlendirecek." Bokukichi'yi bir süre falıyla yalnız bırakırken Masato'ya döndü gözleri. Kartları yeniden dizerek bu sefer de ondan seçmesini istedi. Kartı çevirerek ona gösterdi.
► Show Spoiler
"Güç kartı. İrade, içsel dayanıklılık, sabır ve öz kontrol anlamlarına gelir. Ruhlar senden gücünü kontrolsüzce değil dizginleyerek kullanmanı istiyorlar. Sakinliğin ve soğukkanlılığın, içsel gücün sana zor zamanlarında yardımcı olacak. Aynı zamanda kendinle barışman ve kendi zayıflıklarından kaçmadan onları göğüslemen gerektiğin anlamına da gelir. Ancak bunu yaparken dikkatli olup kendi duygularını bastırmaman ve kendini gereksiz yere fazla tutarak kasmaman gerekiyor." Sonra Kaede'ye döndü. Ona falını seçtirdi.
► Show Spoiler
"Adalet kartı. Dengeyi, sonuçlarla yüzleşmeyi ve kaçınılmaz gerçeklerle yüzleşmeyi temsil eder. Dengeli ve adil olmaya dikkat etmelisin. Bir bedel ödemen gerekebilir veya bazı davranışlarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalabilirsin. Ruhlar tarafından tarafsızca yargılanacağına işaret ediyor olabilir bu kart. Sorumluluk alıp adil olman beklenecek. Ancak bunu yaparken vicdanının sesini kaybetmemen gerekiyor. Soğuk ve mesafeli olmak zorunda değilsin." Son olarak Rei ablasına döndü. Ona zaten birlikte oldukları sürece her sabah fal bakardı. O yüzden bu curcunaya çok daha alışıktı. Falını çekerek ona çevirdi.
► Show Spoiler
"Aşıklar kartı. Genellikle romantik bir ilişkiyi temsil eder ancak yalnızca bu anlama gelmez. Sevgi, bağ, uyum... Hepsini içeren güzel bir kart. Hokage'ye fal baktığım zaman ona da bu çıkmıştı. Derin bir bağ ve ilişki ihtiyacı içerisinde olabilirsin. Belki de böyle bir şey aramanı tavsiye ediyordur ruhlar sana. Sevdiklerinle daha çok vakit geçirmek, bağlarını kuvvetlendirmek, hoşlandığın kişiye duygularını itiraf etmek gibi ihtiyaçlarını karşılaman gerekiyor şu sıralar. Ancak sevgi kadar uyuma da önem vermelisin ve bu ilişkilerin seni ruhsal anlamda doyurup doyurmadıklarını değerlendirmeye dikkat etmelisin."

Aoi her birinin fallarını sindirmelerine izin verdi. Çayından bir yudum aldı. Genel olarak herkese oldukça pozitif veya olumlu anlamda öğüt verici kartlar çıkmıştı. Bu içinde geleceğe dair bir umut oluşturmuştu. Belki birkaç karta bu kadar anlam yüklemek aptalcaydı ancak şu anda iyi hissetmek için buna ihtiyacı vardı.
Image
► Show Spoiler
Joined: Tue Nov 26, 2024 9:39 pm
User avatar
Game Master
Game Master
Kartlar masanın üzerinde dururken odada kısa ama yoğun bir sessizlik oluşuyor. Herkes kendi payına düşen anlamı sindirmeye çalışıyor, bu sessizlik bile alışılmadık derecede saygılı. Sessizliği ilk bozan yine Bokukichi oluyor. "İmparatoriçe ha..." diyor, çenesini kaşıyıp dramatik bir edayla tavana bakarak. "Demek ki ben aslında grubun annesiyim." Masato istemsizce gülüyor. "Bir insan nasıl hem anne olup hem de emzirilmeye ihtiyaç duyan tek kişi olabilir?" diye soruyor. "KARDEŞİM EMZİRMEK BAŞKA, KORUMAK BAŞKA." diye itiraz ediyor Bokukichi. "Bak ruhlar bile demiş ki kendine de şefkat göster. Demek ki ben fazla iyiyim, siz beni hak etmiyorsunuz."

Rei fincanını dudaklarına götürürken gülümseyerek başını sallıyor. "Bu kısmına itirazım yok." Masato’ya döndüğünde yüzündeki ifade biraz daha ciddileşiyor. Güç kartı onda bir şeyleri tetiklemiş gibi. Parmaklarını birbirine kenetleyip yere bakıyor. "Bunu duymam gerekiyordu sanırım." Sonra sana bakıyor, hafif bir gülümsemeyle. "Benim için falda bir gün her şey bitecek falan çıkmadı ya, ona da şükür." Kaede ise sessiz. Adalet kartı önünde dururken uzun bir süre hiçbir şey söylemiyor. Gözlerini karttan ayırmadan dinliyor, sonra nihayet konuşuyor. "Kaçınılmaz sonuçlar..." diyor kısaca. Kısa bir nefes veriyor. "En azından soğuk olmam gerekmiyormuş. Bu yeni bilgi."

Rei’ye çıkan Aşıklar kartı odadaki havayı yeniden yumuşatıyor. Rei önce utanarak gülüyor, sonra eliyle seni işaret ediyor. "Bunu her gün bana söylüyorsun zaten." diyor şakayla. "Ruhlar da artık tarafını belli etti sanırım." Çaylar bitiyor, tatlılar azalıyor, zaman fark ettirmeden akıyor. Pencereden sızan ışık değişmiş, artık sabah değil. Öğlen olmuş. Bokukichi geriniyor, kollarını yukarı kaldırıyor. "Tamam!" diyor enerjik bir sesle. "Ruhsal temizlik yapıldıysa şimdi fiziksel aktiviteye geçelim." Masato hemen fikir atıyor ortaya. "Konoha merkezine inebiliriz. Eğitim alanlarını görmek ister misin Bokukichi?" Bokukichi gülüyor ve "Ben daha çok yiyip içilen yerlere eğilimliyim kardeşim." diye cevap veriyor anında.

Kaede kısa bir düşünmeden sonra ekliyor. "Antikacı sokağı var. Sessizdir. Kalabalık olmaz." Fark ediyorsun, herkes farkında olmadan hayatta kalmaya çalışıyor. Yasın içinden çıkmanın yollarını arıyorlar. Sen de başını sallıyorsun. Dışarı çıkmak iyi fikir. Hep birlikte hazırlanıp Yureikumo bölgesinden çıkıyorsunuz. Ormanın içinden ana yollara doğru ilerlerken hava açık, rüzgar hafif. Dünya... garip bir şekilde dönmeye devam ediyor.

Tam yerleşkenin sınırını geçerken uzaktan birinin koştuğunu fark ediyorsun. Tanıdık bir siluet. Shindou Takeshi. Nefes nefese, aceleyle geliyor. Önünüze ulaştığında duruyor, ellerini dizlerine dayıyor. Sonra doğrulup doğrudan sana bakıyor. "Aoi." diyor zar zor. "Olanları duydum." Bir an duruyor, kelimelerini dikkatil seçiyor gibi görünüyor. "Klan lideriniz huzur içinde yatsın. Gerçekten çok üzüldüm." Sözlerini bitirir bitirmez bir adım atıyor. Ve seni, hiç beklemediğin kadar güçlü ama bir o kadar da koruyucu bir şekilde kollarının arasına alıyor.
Joined: Thu Nov 21, 2024 4:14 pm
Rütbe:   
 Image
User avatar
Konohagakure
Konohagakure
Aoi sakince çayını yudumlarken herkes kendi falı üzerine düşünüyordu. Bokukichi grubun annesi olmaktan hoşlanmış gibiydi. Bu Aoi'yi de grubun babası yapıyor olmalıydı. Düşüncesi bile komikti. Masato, Aoi'nin söylediklerini duymaya ihtiyacı olduğunu dile getirmişti. Daha kötüsü çıkmadığı için memnundu. Kaede de soğuk olmak zorunda olmadığını öğrendiğine rahatlamış gibiydi. Rei ablası ise yenilgiyi kabul etmişti artık. Ruhlar bile onun artık bir ruh partnerine ihtiyaç duyduğunu haykırıyordu. Sohbet ederken zaman akmış, çayların ve atıştırmalıkların dibi görünmüştü. Güneş gökyüzünde dikleşirken saat de öğleyi göstermeye başlamıştı. Bokukichi bundan sonra ne yapmaları gerektiğini merak ediyordu. Çeşitli fikirler doğmuştu. Yemeğe gitmek, eğitim bölgelerini gezmek, antikacıları görmek gibi. Aoi rahatlamış bir nefes aldı. Dünün kaosu ve kasveti çok uzaklardaymış gibi geliyordu şimdi ona. Herkes bir şekilde başa çıkmaya çalışıyordu yaşananlarla ve yaşanacakların ihtimaliyle.

Aoi'nin de hevese gelmesi ile birlikte hep birlikte hazırlanarak Yureikumo yerleşkesini terk ettiler. Köy meydanına doğru ilerlemeye başladılar. Tam yerleşkenin sınırından yeni adım atmışlardı ki üzerlerine koşmakta olan tanıdık bir figür dikkatini çekti. Takeshi. İnanılmaz bir acele ile gelmişti yanlarına. O kadar koşturmuştu ki soluk soluğa kalmıştı. Konuşmaya başlamadan önce nefeslenmesi gerekmişti. Sonrasında oldukça ciddi bir ses tonuyla lafa girerek olanları duyduğunu belirtmiş ve baş sağlığı dilemişti. Aoi tam ağzını açıp cevap verecekti ki kendini bir anda onun kollarında buldu. Bu Aoi için yeni bir deneyimdi. Önce tereddütle, sonra rahatlamış bir şekilde kollarını kocaman açarak onun sarılmasına karşılık verdi. Başını kısa süreliğine onun göğsüne yasladı. Terle karışık bir şekilde Takeshi gibi kokuyordu. "Teşekkür ederim Takeshi. Yuukon onu yanına aldı. Ruhu şad olsun." Geri çekilip oğlanın yüzüne bakarak gülümsedi. "Seni özlemişim. Biz yokken neler yaptınız?"
Image
► Show Spoiler
Joined: Tue Nov 26, 2024 9:39 pm
User avatar
Game Master
Game Master
Takeshi seni bırakırken yüzünde o tanıdık, biraz yorgun ama içten ifade var. Elini ensesine götürüp kısa bir nefes veriyor, sonra yürümeye başlıyor, sanki anlatacaklarını ayakta durarak söylemesi gerekiyormuş gibi. Sen de diğerleriyle birlikte adımlarını ona uyduruyorsun. Köy meydanına doğru ilerlerken ses tonu yeniden biraz hafifliyor ama altındaki ağırlık kaybolmuş değil. "Biz mi?" diyor, yarım bir gülümsemeyle. "Toshio ve Saya’yla birlikte sınır tarafına gönderildik. Küçük bir şey diye başladılar... her zamanki gibi." Yolda taşlara basa basa yürürken eliyle ileriyi işaret ediyor, sanki hala o görev yolundaymış gibi. "Eski bir geçitte tuhaf hareketlilik vardı. Kaybolan erzaklar, korkmuş köylüler... Başta sıradan kaçakçılık sandık. Ama izler düzgün değildi. Fazla temizdi." Kısa bir duraksama. “Biri geride bilerek iz bırakmamış gibiydi."

Toshio’nun her zamanki gibi önden atıldığını, Saya’nın ise sessizce çevreyi okuduğunu anlatıyor. Sen dinlerken Takeshi’nin mimiklerinden şunu anlıyorsun, o görevde bir şeyler ters gitmiş ama adını koyamamışlar. "Bir noktada... rüzgar değişti." diyor. "Bunu nasıl anlatırım bilmiyorum ama... sanki alan boştu ama doluydu da. Saya bunu fark etti, ben biraz geç kaldım." Omuz silkerek ekliyor. "Sonunda ciddi bir şey çıkmadı. Ya da çıkmadı sandık. Ama içime sinmedi."

Bir an durup sana bakıyor. Bakışları daha dikkatli, daha koruyucu. "Dönünce sizin yokluğunuz fark edildi. Sonrası zaten çorap söküğü gibi geldi." Sesi kısılıyor. "Shinmei... Antik Ağaç... Bunları duyunca içimde bir şey koptu." Köy meydanının kenarına vardığınızda Takeshi susuyor. Diğerleri birkaç adım önde kalıyor, Bokukichi bir dükkanın vitrinine takılmış, Masato çevreyi göz ucuyla kolluyor, Kaede ise her zamanki gibi sessiz ama tetikte. Takeshi senin yanında duruyor. Gözlerini bir an gökyüzüne kaldırıyor, güneş tam tepedeyken bile ışığı sert değil, sanki kırılmış gibi. "Aoi." diyor sonunda, sesi bu kez daha düşük. "Biz shinobiler hep yoldayız. Bir yerden bir yere, bir görevden diğerine. Bazen koruyoruz, bazen geç kalıyoruz. Bazen de sadece... tanık oluyoruz."

Bir adım atıyor, sonra duruyor. "Hayat dediğimiz şey çoğu zaman kaçırdığımız anlardan ibaret. Bir liderin son nefesi, bir ağacın sessiz çöküşü, bir dostun gözünde sakladığı korku." Sana dönüyor. "Ve yine de ertesi gün güneş doğuyor. Biz de ayağa kalkıp yürümeye devam ediyoruz." Bir anlık sessizlik oluyor. Bu sessizlik ne rahatsız edici ne de ağır, sadece gerçek. "Bu yol böyle." diye ekliyor. "Ve sen bu yolun tam ortasındasın artık. İstemesen bile." Sözlerini bitirdiğinde rüzgar hafifçe esiyor. Yapraklar kıpırdıyor. Köy, tüm olanlara rağmen yaşamaya devam ediyor.
Off Topic
Konu sonlanmıştır!

Ödüller:
  • 40 SP
  • 120.000 Ryo
Ödüllerinizi imzanıza eklemeyi unutmayın.
Locked