Shinsei

İsim: Hanezawa Sorano
Yaş: 18
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.78
Kilo: 70
Saç ve Göz Rengi: Sarışın, Kehribar
Genel Görünüm: Sorano, ince; zarif ama oldukça atletik bir yapıya sahiptir. Hareketli, ele avuca sığmaz yapısı genel vücut dinamiğinden kaynaklanır. Bakıldığında ilk dikkat çeken şey tam kanat açıklığında 4 metreye ulaşan koyu kızıl renkte tüylerle bezeli, görkemli kanatlarıdır. Orta boyludur, yaklaşık 178 cm uzunluğundadır. Vücudu güçlü ve çevik görünmesine rağmen çok kaslı değildir. Yağ oranı oldukça düşük olduğundan dolayı, neredeyse bedenindeki her adele belli olur. Aerodinamik bir yapıya sahiptir.

Saçları kısa, dağınık ve uçuşan bir görünüme sahiptir. Doğal olarak dağınık duran saçları, sanki her zaman bir rüzgar esintisiyle dalgalanıyormuş gibi görünür. Saçları altın sarısına yakın açık bir sarı tonundadır ve uç kısımları genellikle biraz daha açık renkte görülür.

Gözleri dar ve keskin bir görünüme sahiptir. İfadesi genellikle rahat, umursamaz ve hafif alaycıdır. Göz rengi kehribar veya altın tonlarına yakındır, bu da onun vahşi bir kuş olduğunu açıkça vurgular. Cildi açık tenlidir ve oldukça pürüzsüz görünür. Gün ışığında cildi daha da parlar. Yüzü simetriktir.

Fiziksel duruşu genellikle rahattır. Kendine oldukça güvenen bir hava taşır ve bu durum, alaycı bir gülümseme ile sık sık yüzüne yansır. Hareketleri akıcı, dengeli ve kontrollüdür, tıpkı bir kuşun gökyüzünde süzülmesi gibi. Çevikliği ve karizması, onu göz alıcı ve dikkat çekici kılar.

Köyünün standart shinobi flak ceketini ve diğer kıyafetlerini pek tercih etmez. Dar, siyah bir suit giyer ve üzerine ince, kahverengi tonunda bir ceket giyer. Ceketle aynı renkte dar bir pantolon giymeyi tercih eder. Belinde ekipman çantasını da asabileceği geniş kahverengi bir kemer bulundurur. Siyah eldivenler takar ve ince siyah botlar tercih eder. Gözlerinde daima taktığı bir kum gözlüğü bulunmaktadır.

Köy: Sunagakure
Element: Fuuton, Katon
Rütbe: Jounin
Yatkınlık: Ninjutsu

Kişilik: Sorano, ilk bakışta umursamaz ve kayıtsız biri gibi görünür. Gözlerindeki alaycı parıltı, gülümsemesindeki rahatlık ve tavırlarındaki serbestlik, hayatın karmaşasına meydan okuyan biri gibi basit bir izlenim yaratır. O, rüzgarın akışını hissederek süzülen bir kuş gibi, hayatı hafifçe omuzlarında taşıyor gibidir oysa. Ancak, bu yüzeysel rahatlık maskesinin altında, bir o kadar karmaşık ve derin bir kişilik yatar. Sorano, kendi iç dünyasında bir kuşun kanat çırpışlarını andıran huzursuz bir çatışma yaşar. Makine gibi çalışan beyni, keskin zekası ve stratejik düşünme yeteneği, onu sürekli olarak bir adım önde olmaya iter. Sorumluluk almaktan pek çekinmez.

Sözleri, genellikle ince alaylarla süslenmiş, çok katmanlı anlamlar taşır. Onun mizah anlayışı, hem rakiplerinin hem de müttefiklerinin sınırlarını test eden bir araçtır. Kelimelerle oynama yeteneği, onun hem eğlenceli hem de tehlikeli bir figür olmasını sağlar. Bu mizahi ve rahat tutumu, pek çok kişinin onun gerçek niyetlerini ve iç dünyasını anlamasını zorlaştırır. O, dikkatleri kendisinden uzaklaştırmayı, hafife alınmayı ve bu yanlış anlamayı stratejik bir avantaja dönüştürmeyi başarır.

Sorano'nun ruhunun en temel özelliği, özgürlüğe olan düşkünlüğüdür. Rüzgarın taşıdığı her titreşimde bir kuş gibi uçmayı, zincirlerden bağımsız olmayı arzular. Ancak, shinobi dünyasının karmaşası içinde, bu özgürlük arzusunun yanında büyük bir sorumluluk duygusu taşır. Bu iki zıt uç, Sorano'nun iç dünyasında sürekli bir çatışmaya yol açar. Özgürlüğün dile gelmiş hali olan kanatları, aynı zamanda onun en büyük yüküdür. Gökyüzünde süzüldüğünde bile, aşağıdaki dünyayı koruma görevini sırtında taşır.

Sorano'nun ruhunda alçakgönüllü bir yan vardır. O, shinobi statüsünü bir yük olarak görür ve bunun abartılmasından hoşlanmaz. Ona hayranlık duyan insanlarla karşılaşsa dahi, kendini onlar için bir hizmetkar olarak görür. Onun amacı, shinobi dünyasının ve köyünün sorunlarını daha hızlı çözmek ve halkı güvende tutmaktır. Bunun için gerektiğinde kendi onurunu veya itibarını feda etmekten çekinmez. Bu durum ise onun esasında görünenin aksine oldukça kuvvetli bir adalet terazisine sahip olduğunu anlatır. İyilik yapmak için iyilik yapmayı sevmez, iyi görünmek için iyilik yapmaz. İşi olduğu için yapar. Doğru bildiği bir yol, onu kötü bir patikadan götürüyorsa; bu patikayı arşınlamaktan çekinmez. Yaptığı eylem kirli olsa dahi, aydınlığa çıkıyorsa; o yolu yürüyecektir.

Zorbalardan, riyakarlardan ve bencil insanlardan pek haz etmez. Bununla birlikte hanım evlatlarını da sevmez. Ona göre insan, yaşadıklarıyla anılır ve etki bırakmak zorundadır. Kendisinden zayıf olanı korumak onun için bir reflekstir. Ancak intihara meyilli bir yapısı da yoktur. Çoğu zaman düşünce süzgecinden geçirmeden bir olayın içine atmaz kendisini. Hırsları ve öfkesiyle hareket etmez. Nitekim, sabırlı da olsa sinirlendiğinde kendisini tutabildiği kadar tutmayı; düsturunu bozmamayı ilke edinmiştir. Onun için ölmek o kadar da kolay değildir. Ellerini kirletmek işinin bir parçası da olsa, bundan nefret etmektedir. Can almayı ve zarar vermeyi sevmemektedir. Şuursuzca davranmamak için çoğu zaman çok katmanlı, birden fazla planlar kurar. Eğer geri çekilmesi gerekiyorsa, geri çekilir.

Klanını, ailesini ve köyünü sevmektedir. Elinde olanın değerini anlayan ve bilen biridir. Ne kadar uçarı hareketleri olsa dahi sevdiklerinin yüzünü kara çıkartacak eylemler yapmak istememektedir. İnsanların hayatlarına dokunmayı ve rol model olmayı sever. İdeallerine bağlı biridir. Kendisini dünyanın kurtarıcısı olarak görmese bile, içten içe potansiyelinin farkındadır. İdealist olduğu kadar gerçekçidir de. Bir gün elini taşın altına sokması gereken bir günün geleceğini içten içe bilir. O gün geldiğinde hazır olmak için sürekli çalışır.


İlgi / Hobi: Aşçılık: Sorano aşçılık konusunda Hanezawa klanının diğer üyeleri gibi maharetlidir. Ülke mutfağına mal olmuş bu mutfak kültürü hakkında oldukça bilgilidir ve yemek yapma konusunda meziyetlidir.

Özgeçmiş: Sorano Sunagakure sınırına oldukça yakın bir nokta bulunan Kartal Vadisinde dünyaya geldi. Geleneklere bağlı, varlıklı ve soylu bir ailede doğduğu için ziyadesiyle şanslıydı. Hareketli, uçarı, özgürlüğe düşkün bir çocuktu. Klan Lideri Hanezawa Ryuba tarafından bizzat eğitildi. Tenyoku yeteneğini tamamen geliştirip, uçmaya başladığında sadece 9 yaşındaydı. Ardından kısa bir süreden sonra akademiden de mezun oldu. Annesi klanın şimdilerde lideri olan Hanezawa Hinari idi. Babası ise sonradan Hanezawa klanına katılan bir Sunagakure Jounin'i olan Hanezawa Renshi idi. Renshi medikal alanda kendisine has tekniklerle bilinen iyi bir shinobi idi. Akademiden mezun olduktan sonra bir Genin olarak Konohagakure köyüne değişim çaylağı olarak gitti. Bu proje, köyler arasında çaylak shinobileri karşılıklı takas ederek iyi ilişkileri sağlayan bir proje idi. Konohada bulunduğu 2 yıldan sonra ekibiyle Ateş Ülkesinde çeşitli görevlerde bulunmuş, oraları tanıma imkanı elde etmişti. Hemen ardından köyüne döndü ve yeni takımı ile daha kritik görevlere katıldı. 13 yaşında katıldığı Chunin sınavından derece geçtikten sonra Amcasının liderliğini üstlendiği timde görev almaya başladı. Bu esnada ise iyilik, özgürlük, varlık ve mutluluk içinde geçen hayatındaki ilk travmasını yaşadı.

Babası Hanezawa Renshi ailesinden dahi sakladığı bir görevden dönememişti. Kasırga Ülkesinde destek vermek için gittiği bir görevde takımı ile irtibatı kopmuş, ardından vücudu kesikler içinde ölü bulunmuştu. Ölüm haberini aldığında hayatı boyunca zorlukla karşılaşmamış her şımarık veledin yaptığını yaptı. Göz yaşlarında boğuldu, hiddetlendi ve hayata karşı tüm bakışı değişti. Sorano bu haberi aldığı günden her bahsettiğinde 'Erkek olduğum gün' tanımını kullanmaktaydı. Zira o enerjik yapısının değiştiği, daha oturaklı bir karaktere büründüğünü herkes görebilirdi.

Amcası Totsuka'nın kararının ardından timinin yardımcı kaptanlığını üstlenmiş ve özellikle keşif, arama kurtarma gibi görevlerde klan yeteneğinin yardımıyla büyük başarılar elde etmişti. Amcasının bu dönemde köy yönetimine Sorano'yu bir göreve önerirken stratejik zekası, eşi görülmemiş hızı ve ninjutsu kabiliyeti gelmekteydi. Bu yılların ardından deneyimli bir Chuunin olarak çıkıp başarısız olarak döndüğü bir görev vardı. Toprak ülkesi yönetimi izninde, Iwagakure ile ortak gerçekleştirilen bir operasyonda "Bidou" lakaplı kaçak bir shinobi ve emrindeki tarihi eser kaçakçılarının avından büyük bir trajedi ile dönmüştü. Bu görevde iki takım arkadaşını kaybetmişti. Kanatlarının büyük kısmını kaybetmiş ve çok uzun sürecek bir iyileşme sürecine girmişti. Bu süreçte verdiği kararlardan dolayı büyük acı ve pişmanlık duydu. Zira yakalandıkları pusuyu önceden sezebilmiş olsa ve zamanında geri çekilme emrini verebilmiş olsaydı bunlar yaşanmazdı. Iwagakureli ekibin sağladığı hatalı istihbarat onlara büyük bir fatura çıkartmıştı. Bunun ardından timden ayrıldı ve tek başına görevlere çıktı.

18 yaşında ancak uzun yıllardır Chuunin olarak bulunan Sorano, bizzat Kazekage'nin emri ile Jounin rütbesine terfi ettirilmişti. Bir çok insana göre bu kararın ardında Hanezawa klanının köy yönetimi ile olan iyi ilişkileri, varlıkları ve ayrıcalıkları bulunmaktaydı. Ancak Sorano bu eleştirilere pek aldırmamıştı. Zira kariyerinde başarısız olarak döndüğü tek bir görev olan, jenerasyonunun neredeyse en hızlı shinobisi konumunda olan, yetenekli ve potansiyelli birisiydi. Ancak karar verme, strateji kurma ve liderlik konusunda kendisini yeterli görmediği için bu terfiyi reddetme kararı aldı. Hemen ardından Kazekage Yui ile birebir görüşmüş, kararında ısrarcı olan Yui'nin teklifini kabul etmek zorunda kalmıştı. Bu karar ile Sorano kendi klanı içerisinde de ayrıcalıklı bir konuma gelmişti. Bir çok klan üyesi tarafından lider olan annesinin ardından gelecekteki lider olarak anılmaya başlanmış olsa da Sorano'nun daha büyük hedefleri vardı. Güçlenmek, iyi bir lider olduğunu kendisine ve çevresine kanıtlamak bunlardan bazılarıydı. Köyü ve klanının iyiliği için sahip olduğu potansiyeli değerlendirmek istiyordu. Bidou hala aktif olarak faliyetlerini sürdürüyordu. Bir gün onun peşinden gidecek ve onu avlayacaktı. Tüm bunların yanında, babasının başına ne geldiği halen aklını kurcalıyordu. Belki bir gün bu gizemi aydınlatabilirdi...

Başlangıç Eşyası: Kum Gözlüğü

Sorano'nun yanından ayırmadığı gözlüktür. Uçtuğu her an takmayı ihmal etmez. Takmadığı durumlarda ise kafasının üzerinde ya da boynunda taşır. Gözlüğün temel amacı uçuş sırasında rüzgardan ve kumdan gözlerin etkilenmemesini sağlamaktır. Camları sarı renktedir ve oldukça dayanıklıdır.

Eşya Görünümü: