Genel
İsim:Kurooni JinYaş: 12
Cinsiyet: Erkek
Boy: 1.65
Kilo: 70
Saç ve Göz Rengi: Siyah saç, mavi göz rengi
Genel Görünüm: Siyah, dağınık saçlarına eşlik eden masmavi gözlere sahiptir. Keskin çene hatları bulunur. Atletik sayılabilecek vücuda sahiptir. Ağzını kapatacak kadar uzun bir boyunluğa sahip, siyah, kapüşonu olmayan bir pelerin giymektedir. Pelerinin ön kısmı ayak bileklerine kadar kapanabilecek uzunluktadır. Hareketine herhangi bir engel teşkil etmez. Köyünün alın bandını boynuna, rahat edebileceği gevşeklikte takmaktadır. Shinobi kıyafetleri normalden biraz daha geniştir, böyle daha rahat ettiğini düşünmektedir. Pantolonu ve ayakkabıları normal bir shinobi kıyafetlerinden farksızdır, ancak düz bir tişört yerine fileli tişört giymektedir.
Bilgiler
Köy: KonohagakureElement: Raiton (Klan kurgusu sebebiyle çakrasını Ninjutsu için yoğuramamaktadır, bir elemente yatkınlığı bulunsa dahi Ninjutsu kullanması imkansızdır ve riskler tamamen oyuncu tarafından kabul edilmiştir)
Rütbe: Genin
Yatkınlık: Genjutsu
Detaylar
Kişilik: Jin, kesin zekası, merakı ve derin gözlem yeteneği ile dikkat çekmiş bir shinobidir. Küçük yaşlardan itibaren bilgiye olan açlığı ve dünyaya karşı duyduğu merak, onun karakterinin temel taşlarını oluşturur. Jin, yalnızca kitaplardan öğrenmeyi değil, aynı zamanda çevresindeki her şeyden ders çıkarmayı seven bir kişiliktir. İnsanların davranışlarını, doğanın döngülerini, böceklerin hareketlerini, hatta bir sanat eserindeki detayları bile en ince ayrıntısına kadar incelemeyi sever. Onun için öğrenmek, yaşamın temel amacı olmuştur.
Bir shinobi olarka zekasının en güçlü silah olduğuna inanır. Bu nedenle sürekli yeni bilgiler edinmek, stratejiler öğrenmek ve zihin kapasitesini geliştirmek için uğraşır, hatta bunu yaşam biçimi haline getirmiştir. Ancak bu merakı sadece savaş ve shinobiler üzerine değildir. Bir yaşlı ile sohbet etmekten, onların deneyimlerini dinlemekten ya da bir hikayeden ders çıkarmaktan büyük keyif alır. Her yaştan ve statüden insanlarla konuşmayı sever, çünkü onların hataları, başarıları ve deneyimleri Jin'in kendi yolculuğuna ışık tutar.
Jin'in bu merak dolu tavırları, bazen gereğinden fazla derine inmesine yol açar. Çevresindeki insanlar üzerinde tuhaf bir izlenim bırakabilir. İnsanların beden dilini, yüz ifadelerini ve konuşmalarındaki hareketleri analiz etmeyi alışkanlık haline getirmiştir. Bu sayede, çevresindeki insanların duygusal durumlarını anlama yeteneğinde büyük yol katetmiştir. Ancak bazı durumlarda bu analizleri sosyal ilişkilerini etkileyebilmektedir.
Jin, kendi doğasında oldukça sıcak kanlı birisidir. İnsanlara karşı doğal bir empatisi vardır, onların duygularına değer vermektedir. Özellikle takım arkadaşları ve akademiden tanıdığı arkadaşlarına karşı açık sözlü ve dostane tavırlar sergiler. Onlara destek olmaktan ve yanlarında olmaktan keyif almaktadır. Ancak, babasının sıkı eğitimi ve aile baskıları sebebiyle, bu doğal sıcaklığını genellikle gizlemeye çalışır. Tanımadığı insanlarla konuşurken, soğuk ve mesafeli bir duruş sergilemektedir. Jin'in bu iki yüzlü tavrı, anlaşılması zordur ve içinde bir savaşa dönüşmüştür.
Babası Akiyama'nın ona öğrettiği disiplinden dolayı duygularını gizlemeyi öğrenmiş olsa da, henüz bu konuda usta olamamıştır. Bu sebeple insanların önünde duygularını kontrol etmekte zorlandığı anlar olur. Ancak bu konuda kendisini geliştirmekte oldukça kararlıdır ve bu zayıflığını büyük bir avantaja dönüştürmeyi hedefler.
Ailesiyle olan ilişkisi tam anlamıyla oturmamış ve karmaşıktır. Babası Akiyama'ya karşı çok derin bir saygı ve sevgi beslemektedir, onun güvenini kazanmak için büyük bir çaba harcamaktadır. Ancak babasının sert tavırları, Jin üzerinde büyük baskı yaratmaktadır. Babasının gözünde güçlü görünmeye çalışmak, Jin'İn kendisiyle olan savaşının en büyük parçalarından biri olmuştur. Akiyama'nın bakışları altında Jin sürekli bir sınavda gibi hisseder. Amcaları Takashi ve Daiki, Jin'in bu baskısını dengeleyen ikilidir. Takashi'nin dostane ve esprili tavırları, Jin'in iç dünyasında nefes almasına sebebiyet verirken, Daiki'nin dengeli ve anlayışlı oluşu ona bir rehberdir. Takashi ile birlikte yaptığı balık tutma maceraları, en huzur bulduğu anlardandır. Abisi Ryuji ise Jin'in hem hayranlık duyduğu, hem de çekindiği bir figür olmuştur. Ryuji'nin sanatsal yetenekleri ve sakinliği bir ilham olmuş, ancak ona duyduğu saygı sebebiyle iletişim konusunda daha çekinceli bir tavır sergilemektedir.
Hayatında duyduğu en büyük çelişkilerden birisi, ailesinin lanet olarak gördüğü abisi Ryoichi'ye duyduğu hislerdir. Ryoichi'ye karşı ne öfke, ne de kin beslemektedir. Onu anlamak ve yaşadığı acıları keşfetmek ister. Akademdien mezun olduğu gün ağabeyi ile karşılaşması, kendisine karşı sarf ettiği sözler ve hediye olarak aldığı alın bandı zihninde ve kalbinde derin bir iz bırakmıştır.
Jin'in ailesinin lanetli mirası olarak gördüğü Eiengan'ı kontrol etmek ve bu yeteneğin onu değil, kendisinin bu gücü yönlendirdiği bir shinobi haline gelmek için kararlıdır. Henüz genç bir Genin olsa da, ailesi içinde en güçlü Eiengan kullanıcısı olmayı ve büyük bir Genjutsu ustası olarak tanınmayı kafaya koymuştur. Bu hedefe karşı büyük bir azim ve hırsla ilerlemektedir.
İlgi / Hobi: Kitap okumak, jutsular hakkında bilgiler okumak, özellikle Genjutsu ile alakalı araştırmalar yapmak ve bu konular üzerinde kendisinden büyük kişiler ile sohbet etmek, onlarla tartışmak, onların tecrübelerini sömürmek ilgi alanı içerisindedir. Resim çizmek en büyük hobilerinden birisidir. Amcası Takashi ile balığa çıkmaktan çok hoşlanır.
Özgeçmiş: Jin, Kurooni Akiyama ve Ichimiko Akemi çiftinin en küçük oğlu olarak dünyaya gözlerini açtı. Ancak Jin’in çocukluğu, ailesinin yaşadığı trajik olaylar nedeniyle huzur dolu bir ortamda geçmedi. Jin henüz iki yaşındayken, ailesini paramparça eden bir trajedi yaşandı. Ağabeyi Ryoichi, ailesinin en büyük umudu ve en yetenekli shinobisi, Akiyama’nın varisi olarak görülürken, Eiengan’ın dördüncü aşamasına ulaştıktan sonra akıl sağlığını kaybetmiş ve annesini katletmişti. Bu olay, Jin’in hayatında hiç tanımadığı iki ağabeyini kaybetmesi ile sonuçlandı. Ryoichi köyden kaçarken, diğer ağabeyi Eisuke, onu durdurmak ve infaz etmek amacıyla peşine düştü. Ancak ikisi de bir daha görülmedi.
Bu olayların ardında Jin, ailesinde babası Akiyama, abisi Ryuji, dedesi Izugi ve amcaları Takashi ile Daiki ile birlikte yaşamasıyla şekillendi. Jin’in çocukluğu, abisi Ryuji’nin rehberliği ve sevgisiyle ilerledi. Ryuji’nin resim çizerken gösterdiği sakinlik ve sanatsal yetenekler, Jin üzerinde büyük bir etki bıraktı. Jin, abisinin izinden giderek kendisi de resim çizmeye başladı ve bu onun için bir hobiye dönüştü. Bu hobi sayesinde kendisini duygusal olarak daha dengede hissetmeye başladı, dünyaya karşı daha yaratıcı bir şekilde bakıyordu.
Jin’in hayatı, akademiye başlamasıyla birlikte çok farklı bir yöne doğru ilerledi. Babası Akiyama, Jin’in eğitimine doğrudan müdahale etti ve akıl hocası olarak ona oldukça sıkı ve disiplinli bir eğitim vermeye başladı. Babasının sert tavrı, geçmişte yaşanan trajedilerin getirdiği yüklerden kaynaklanıyordu. Akiyama, Jin’in herhangi bir zayıflık göstermesine veya kontrolden çıkmasına izin vermemekte kararlıydı. Ancak bu sertlik, Jin üzerinde büyük bir baskı yaratıyordu.
Bu baskıdan kendisini kurtaran ise amcası Takashi olmuştu. Takashi, Jin ile yakın bir bağ kurmuş, onunla arkadaş ve rehber olmuştu. İkisi sık sık balığa gidiyorlar, hayatın baskısından kaçıyor ve rahatlıyorlardı. Takashi’nin mizahi ve dostane tavrı, Jin’in kişiliğinin daha özgürce gelişmesine olanak sağlamıştı. Ancak Takashi’nin sergilediği bu yakınlık, Akiyama ile zaman zaman büyük gerilimlere yol açıyordu. Akiyama’nın sertliğine karşılık Takashi’nin bu yumuşaklığı, daha çekişmeli bir ortamda büyümesine sebebiyet veriyordu.
Diğer amcası Daiki ise bu dengeyi sağlamaya çalışıyor, hem Jin’in üzerindeki baskıyı azaltmaya çalışıyor hem de kardeşi Akiyama’nın endişelerini anlıyor, ona hak veriyordu. Jin için, Daiki bir denge noktası olmuştu, Takashi bir eğlence kaynağı ve Akiyama ise sert bir öğretmen ve babaydı.
Akademi yıllarında, Jin kendi zekasını ve potansiyelini kanıtlamak için büyük bir çaba sarf etmeye başladı. Derslerine odaklandı ve çevresindeki her şeyi öğrenmek için sürekli bir merak içerisinde blundu. Bu süreçte Ryuji’nin rehberliği de büyük bir destek sağlamıştı. Ryuji, Jin’e hem akademik hem de duygusal olarak yardımcı olmuştu, onun Genjutsu yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olmuştu. Jin Eiengan’ın ilk aşamasını aktive ettiğinde, ailesini ngözünde daha fazla dikkat çeker hale geldi. Ancak bu dikkat, Jin üzerinde daha fazla baskı yaratılmasına sebebiyet vermişti, özellikle babası Akiyama geçmişi gözlerinin önüne getirdiğinde, Jin’i sürekli bir takip haline girmişti.
Jin’in hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri ise, akademiden mezun olduğu gün gerçekleşmişti. Bu özel günde, hiç beklemediği bir şekilde ağabeyi Ryoichi ile karşılaştı. Ryoichi, kendisine anlatılan hiakyelerdeki gibi bir canavara değil, acı ve pişmanlık dolu bir insan gibi duruyordu. Gözleri, hem korku hem de uyarı doluydu. Ryoichi Jin’e yaklaşarak ona, “Sana verilen hediyeye dikkat et. Sakın onun seni kontrol etmesine izin verme. Sonunun benim gibi olmasına izin verme.” diyerek onu uyardı. Ardından kendi alın bandını Jin’e uzattı. Ağabeyinden aldığı bu hediye hayatını değiştiren bir sembol gibiydi.
O günden sonra Jin, hem ailesinin geçmişte yaşadığı lanetlerden kaçmak, hem de bu kendi potansiyelini kanıtlamak için daha büyük bir arzu ve hırs beslemeye başladı. Ryoichi’nin alın bandını boynunda taşıyan Jin, bu objeyi sadece bir hatıra değil, aynı zamanda bir hedef ve uyarı olarak almıştı. Jin, bir gün Ryoichi’yi bulup onun hikayesini anlamayı ve onu gerçekten tanımayı hedefliyordu.
Eşya
Başlangıç Eşyası: Ryoichi’nin Alın BandıEşya Görünümü: Alın Bandı