Konohagakure
Konohagakure
Joined: Thu Nov 21, 2024 4:14 pm
Rütbe:   
 Image
Belli belirsiz telaş dolu uğultular ve puslu gölgeler gördü ilk olarak. Görüntü biraz daha netleşmeye başlayınca bu gölgelerin kendisine ve ekibine ait olduğunu fark etti. Etraflarında yoğun, karanlık bir sis vardı. Sisin içerisinde kapalı kalmışlardı adeta. Etraftaki sesler ona buranın onun bildiği bir yer olmadığını söylüyordu. Ekip arkadaşlarının tamamı telaş içindeydi. Sisten kaçmaya, kurtulmaya çalışıyorlardı ancak başaramıyorlardı. Bir o yana bir bu yana koştursalar da nafileydi. Takeshi yere çökmüş, Shiori bayılmış, Kaede ağlıyordu. Satoshi etrafı yumruklarken Masato Byakugan'ı kullanarak çıkış yolu arıyordu çaresizce. Sesler ona bu karanlığın ona değil, onlara ait olduğunu söyledi.

İçine düştüğü sudan boğulmak üzereyken başını çıkartmış birisinin telaşıyla gözlerini açtı. Nefes nefese kalmıştı. Etrafındaki görüntüler zihninde anlam kazanmaya başladığında Satoshi'nin büyük bir endişe ile ona bakmakta olduğunu fark etti. Alnından süzülen soğuk ter damlacıklarını elinin tersiyle sildi. Masato ve Shiori dışında herkes hala arabadaydı. Satoshi onların bir ses duyup orayı incelemeye gittiklerini, kendisi tekniğin ortasında olduğu için onu rahatsız etmek istemediğini söyledi. O esnada Bokukichi cebinden ufak bir yılan çıkarıp yere bırakmıştı. Yılan hızlıca çalıların arasına girmişti. Etrafı mı inceletecekti ona? Bilgi mi topluyordu? Yoksa birilerine bilgi mi veriyordu?

Bokukichi yüzünde ondan beklenmeyen bir ciddiyetle kendi teorisini dile getirmişti. Algılarıyla oynanmış olduğunu, yolların aynı olmadığını ufak değişiklikler olduğu için fark etmediklerini, büyük ihtimalle yerlerinden hiç kıpırdamamış olduklarını düşünüyordu. Aoi soluğunu düzeltmeye çalışırken başını salladı onu onayladığını belirtmek ister gibi. "Bokukichi Bey'in teorisi doğru olabilir." dedi sakin kalmaya çalışan bakışlarını arabadakilerin üzerinde gezdirirken. "Kullandığım teknik geleceğe yönelik bilgiler veren bir teknik. Genelde yoruma açık, muğlak şeyler görürüm ancak bu seferki oldukça netti. Bir sisin içindeydik ve oradan kurtulamıyorduk. Shiori yerde baygın yatıyordu, Takeshi dehşet içinde dizlerinin üzerine çökmüştü, Satoshi etraftaki sisi yumrukluyordu, Masato Byakugan'ı kullanarak çıkış yolu bulamadığını söylüyordu, Kaede korkuyla ağlıyordu. Kimse fiziksel bir hasar almamıştı ancak mental olarak iyi durumda değildik. Ruhlar bana bu karanlığın bildiğim bir yer olmadığını, onların yarattığı bir şey olduğunu söylediler. Gerçekliğin içinde olmadığımız çok net. Buradan çıkamazsak aklımızı kaybedeceğiz gibi duruyor. Sennashi hep böyle yöntemlere başvuruyor anlaşılan. Onlarla tesiste karşılaşmamızda her şeyin o kadar hızlı çözülmeyeceğini tahmin etmeliydik."

Kendini sakin tutmaya çalışarak hızlıca el mührünü yaptı ve "Kai." diyerek Satoshi'nin omzuna dokundu. Bir değişiklik olup olmadığına bakacaktı. Muhtemelen bu kadar kolay kurtulamayacaklardı. Bokukichi'ye döndü. "Şayet teoriniz doğruysa, bundan nasıl kurtulabileceğimize dair bir fikriniz var mı?"
Image
► Show Spoiler
Game Master
Game Master
Joined: Tue Nov 26, 2024 9:39 pm
İşaret parmağını Satoshi’nin omzuna koyup Kai uyguluyorsun. Çakran bir titreşim gibi tepeden tırnağa yayılıyor. Aynı anda Bokukichi parmaklarını birbirine vurup alçak bir sesle planını açıyor.

"Bu mecazi sis eğer algı perdesiyse iki zayıf noktası olur." diye fısıldıyor. "Birincisi odak, ikincisi yansıtıcı yüzey. Odak kimdeyse devreyi o besler, aynı anda yansıtıcı yüzeyi kırarsan perde çöker. Ben yılanımı kokuyu izlesin diye yolladım. Üç dakika sonra dönerse odak yakın demektir. Dönmezse alanı terk ettiğimizi anlarız. O arada siz Kai zinciri denemeye devam edin. Eğer aramızdan biri bile gerçek görüntüyü yakalarsa, yansıtıcı yüzey yer değiştirir ve gerisi çöker."

Sözünü bitirdiği an, Kai’nin etkisi gözbebeklerinin önünde perdeleri aralıyor. Çimen, toprak ve ufuk çizgisi titreşiyor. Bir flaş patlamış gibi görüntü kayıyor ve saniyelik bir parıltının ardından kenarda bir han silüeti beliriyor. Uzaktan bakınca açık kapıları, tabelası ve bacasından tüten ince dumanı seçebiliyorsun. Fakat manzara yalnızca bir kartpostal gibi öylece duruyor, çevredeki yol, at arabası ve gökyüzü hala önceki renksiz, boğuk halini koruyor.

Tam o anda dört ya da beş ayrı noktadan ayak sesleri duyuluyor. Sesler örümcek ağı gibi etrafınızı sarıyor. Nefes almaya bile fırsat kalmadan her biri derin, tiz bir fısıltıyla aynı tekniği haykırıyor.

"Kirigakure no Jutsu!"

Çevreyi bardaktan boşanırcasına gri bir sis dolduruyor. Görüş alanın kol boyunu bile geçmiyor. Satoshi’nin gölgesini dahi kaybediyorsun. Sis, Kai’nin yarattığı o han siluetini bir çırpıda yutuyor, geriye yalnızca mat bir boşluk bırakıyor. Hava nemlenip soğuyor, kulaklarına pamuk basılmış gibi sesler boğuklaşıyor.

Sis içinde kımıldarken Bokukichi’nin panik dolu sesini duyuyorsun. "Kuchiyose no Jutsu!" Ardından hayal kırıklığını belli eden bir çığlık geliyor. "Niye olmuyor lan?!"

Bokukichi'nin tiz haykırışı yankılanıp sise karışırken, uzaktan değil, çok yakından bir su uğultusu hissediyorsun. İlk başta rüzgar sandığın ses, bir anda gür bir akıntıya dönüşüyor. Damla damla serpinti tenine çarpıyor. Su yükseliyor mu, yoksa bir yerden üstüne mi geliyor anlamıyorsun.

Çıkış yok gibi duran beyazlıkta dönüp kulak kabartıyorsun. Ses sağ arkandan geliyor ve her nefeste biraz daha yaklaşan bir çağlayana dönüşüyor. İçini kaplayan önsezinin ağırlığıyla oraya döner dönmez soğuk bir dalganın üzerini örtmek üzere olduğunu anlıyorsun.

Sis, uğultu ve su… Seçim yapman için anlık bir boşluk kalıyor.
Konohagakure
Konohagakure
Joined: Thu Nov 21, 2024 4:14 pm
Rütbe:   
 Image
Bokukichi sözü geçen sisin algılarını kapatıyor olduğunu, odağı ve yansıtıcı yüzeyi bulmaları gerektiğini, böylece genjutsudan çıkabileceklerini söylemişti. Yılanını koku izlesin diye yolladığını eklemişti sonra da. Bu esnada da Kai zincirine devam etmelerini tavsiye etmişti. Kai kendisine yapıldığı anda Aoi gözünün önündeki perdenin açıldığını hissetti. Uzakta kartpostal gibi bir görüntü vardı. Bir han görüntüsü. Tabelasını, bacasından tüten dumanı görebiliyordu. Hanın oraya gelmişlerdi. Doğru yoldan getirmişti onları Ichiro. Ezbere bildiği bu yolları şaşırması garip olurdu gerçekten de.

Tam bu esnada etrafta dört veya beş kişiye ait olabileceğini düşündüğü ayak sesleri işitti. Sonra kirigakure no jutsu yapan bir ses duydu. Bununla birlikte de gri kalın bir ses görüşünü çevreleyerek kapattı. Satoshi'yi bile görmekte zorlanıyordu. Sis o kadar kalındı ki bıçakla kesilebilirdi. Bokukichi kuchiyose kullanıyordu ancak işe yaramıyordu. Belki de yılanını göremiyordu bile bu sisin içinde.

Arkasında bir uğultu hissetti. Üzerine su damlacıkları serpiliyordu. Bir yerde su kaynağı olsa gerekti ve buradan sis üretiyorlardı. Adamlar çevrelerini sarmıştı bile. Seslerin sahibi ona gittikçe yaklaşıyordu. Aoi nefesini tuttu. Fırsatını bulduğu anda tam sesin geldiği yöne doğru Fuuton: Kami Oroshi kullanacaktı. Ellerini mühür yapmaya hazırladı. Rüzgarın sisi dağıtmasını ve adamları ortaya çıkartmasını umuyordu. Eğer başarabilirse hortumuyla adamlardan birini de etkisiz hale getirebilirdi. "Hanın oradayız. Genjutsu yapmışlar. Dört ya da beş kişiler ve etrafımızı sardılar. Vaziyet alın." diye diğerlerini de uyaracaktı buna vakit bulabilirse.
Image
► Show Spoiler
Game Master
Game Master
Joined: Tue Nov 26, 2024 9:39 pm
Sis girdabın tam ortasında derin bir nefes alıp mühürleri örüyorsun. Göğsünden boşalan çakra havayı dişli bir tırpan gibi yarıyor. Rüzgar önce ayak bileklerinden yükseliyor, sonra bir hortum gibi genişleyerek çevreyi süpürüyor. Islak sis tabakası parçalanıp ufalanan bulutlar misali üç beş adım geriye savruluyor. Görüş açın birkaç kalp atışı içinde berraklaşıyor ve manzara bir çırpıda önüne seriliyor.

Bokukichi yolun ortasında diz çökmüş. Sol bileği kalın parmaklı bir adamın avucunda sıkılı, işaret ve orta parmağı yan yana duramayacak kadar çarpılmış halde. Sağ yanında ikinci bir maskeli duruyor, katananın çeliği Bokukichi’nin boğaz çukuruna yapışmış, kabzanın titremesinden baskıyı artırdığı belli. Bokukichi’nin yüzündeki alaycı ifade gitmiş, gözleri öfkeyle kısılmış, saçları rüzgarda hışırdıyor ama yerinden kıpırdayamıyor.

Karşı kıyıda Kaede’yi görüyorsun. Toprakta yarı çömelmiş, gözleri buz gibi ama elleri... sakin. Bakışını Satoshi’ye çeviriyor. Siyah saçlı Nara hemen yanında, gölgesi uzayıp dar yolun zeminine yayılmış. Kaede kısık sesle "Cho evde olmasaydı keşke." diyor. Satoshi dudak kıvırıp "İkimiz yeteriz be kanka." diye karşılık veriyor. Cümle biter bitmez gölgesi yay çizerek iki maskelinin ayak bileklerine sıçrıyor. Adamlar katanalarını daha sık kavramak isterken dizlerinin altı kilitleniyor. Satoshi dişlerini sıkarak gölgeleri bastırıyor Kagemane no Jutsu'nun titrek uğultusu kulaklarında çınlıyor.

Aynı anda Kaede ileri atılıyor. Avuç içi alnına yaslanıyor ve fısıltıyla "Shintenshin no Jutsu." diyor. Gözleri boş bir sütun gibi donarken zihni ok hızında fırlıyor. Sol taraftaki adamın maskesi arkasından buhar gibi çöküyor, vücut bir anda gevşiyor. Katanası aniden toprağa düşüyor. Kaede’nin bedeni yere çökse de bilinci maskelinin bedenini devralmış durumda. Sol eliyle hala Bokukichi’nin bileğini tutan sağdaki adama sert bir dirsek sallıyor. Bir anlık şok yeterli oluyor. Satoshi gölgelerini sıkıp adamı dizlerinin üzerine çökertiyor, Kaede’nin ödünç aldığı beden kılıcın kabzasını kaldırıp yan taraftaki boşluğa fırlatıyor. Çelik çalılıklara saplanıp hareketsiz kalıyor. Bokukichi sol elini kurtarır kurtarmaz geriye yuvarlanıyor, yılan derisi gibi ikinci bir kılıç kını belindeki kemerden çıkıveriyor. "Şimdi siktim sizi!" diye hırlıyor.

Tam rahatladığını sanırken önündeki gri göğün içinden kuru bir homurtu yükseliyor. "Katon: Ryuuhaku!" Kısa bir uğultu ve ardı sıra şiddetli bir patlama sesi. Kafanı kaldırdığında bir adamın sana doğru hızla süzüldüğünü görüyrosun. Yumruğunu kavrayan turuncu alev küresi bir meteor gibi parlıyor. Kullanıcı dört beş metre havada, sana doğru çaprazdan dalışa geçmiş. Hızını kestirmek güç, altı yedi adımda toprağa çarpacak. Kavrulan havanın keskin kokusu zaten burnuna doluyor, yüzün ısıyla gerginleşiyor.

Önünde yaralı ama serbest kalan Bokukichi, sislerin gerisinde gölgesini toparlamaya çalışan Satoshi, on metre ötede ruhu hala maskeli adamın bedeninde kalan Kaede. Su sesi arka cephede yankılanmayı sürdürüyor. Karşıdan gelen Katon darbesi yere inmeden devrilirse yoldaşlarının olduğu hattı sıyırabilir ya da doğrudan sana çarpabilir.
Konohagakure
Konohagakure
Joined: Thu Nov 21, 2024 4:14 pm
Rütbe:   
 Image
Aoi'nin hortumu, kalın sisi parçalayıp dağıtmaya yetmişti. Görüşü normale dönen Aoi, başını çevirdiği anda şok edici bir manzara ile karşılaştı. Bokukichi iki adam tarafından tutulmuştu. Birisi ellerinden tutmuştu onu, diğeri de boynuna katana dayamıştı. Onu tamamen kilitlemişlerdi ve hareket edemiyordu. Öte yanda Kaede toprağa çömelmiş duruyordu. Satoshi yanındaydı. Aralarında bir şey konuşuyorlardı. Satoshi hemen atağa geçerek adamlardan birkaçını gölgelerinden yakalamıştı. Onunla aynı anda da Kaede hareket geçerek maskeli adamlardan birisinin bedenini ele geçirmişti. Kendi bedeni yerde hareketsiz dururken, maskeli adam aniden boşluğa düşer gibi kalakalmış sonra da kendi takım arkadaşlarına saldırmıştı. Bokukichi'yi tutan adamlardan birisine dirseği geçirmesiyle birlikte Satoshi de gölgelerden baskılamıştı ve Bokukichi serbest kalmıştı. Serbest kalmasıyla birlikte de tüm öfkesiyle çok ayıp şeyler söylemişti. Bu sefer biraz haklıydı gerçi.

Aoi tam kontrolün kendilerine geçmesiyle derin bir soluk alacaktı ki önünde yükselmekte olan ateş topunu fark etti. Bir Katon jutsusu yapılmıştı. Büyük bir patlama sesiyle de ona doğru havada süzülmekte olan bir adam olduğunu gördü. Ateş topuydu hatta. Aoi hemen el mühürlerini yapmaya başladı. Fuuton: Kuudan kullanarak oluşturacağı hava mermilerini uçan adama gönderecek ve onu havada vurmayı deneyecekti. Böylelikle darbesini kendilerine çarpmadan sonlandırmayı umuyordu. Eğer yapabilirse mermilerden arda kalanları da etraftaki diğer düşmanlara gönderecekti.
Image
► Show Spoiler
Game Master
Game Master
Joined: Tue Nov 26, 2024 9:39 pm
Ellerini hızla mühürleyerek çakranı avuçlarına yönlendiriyorsun. Parmak uçlarında yoğunlaşan rüzgar, şiddetli bir titreşimle minik girdaplar oluşturuyor. Zihnindeki tek kelime, tek odak hedefin var şu an, ateşle birlikte üstüne süzülen adamı düşürmek.

Fuuton: Kuudan tekniğini kullanıyorsun. Parmak uçlarından kopan görünmez hava mermileri, sanki birer görünmez ok gibi hedefe doğru hızla fırlıyorlar. Havada hiddetle parlayan adamın alevleri rüzgar mermileriyle çarpışıyor. İlk mermi adamın kolundaki ateşi söndürüyor. İkinci ve üçüncü mermiler onu göğsünden vurup dengesini bozuyor. Gözlerin odaklanırken dördüncü ve son mermi, adamın tam omzuna sertçe çarparak onu savuruyor.

Adam yere birkaç metre kala kontrolünü tamamen kaybedip sertçe zemine çakılıyor, ateşi sönerken etrafında kuru toprak ve toz bulutu yükseliyor. Başardığın için derin bir nefes alıp rahatlıyorsun. O anda Bokukichi ayağa kalkıyor. Hızlıca parmaklarını mühürleyerek derin bir soluk alıyor ve bir kez daha bağırıyor.

"Kuchiyose no Jutsu!"

Bu kez başarılı oluyor ve yanında devasa kırmızı gözlü bir piton beliriyor. Dev yılanın ağzından yükselen tehditkar tıslama sesi Sennashi grubunun kalan üyelerinin cesaretini tamamen kırıyor. Adamlar hızla toparlanıp geri çekilmeye başlıyorlar. Çalılıkların ve ağaçların arasında bir anda yok oluyorlar. Sis ve gerginlik dağılmaya başlıyor, çevrenizdeki ortam yavaş yavaş sakinleşiyor.

Tehlike ortadan kalktıktan sonra derin bir nefes alarak Bokukichi'ye dönüyorsun. O her zamanki alaycı ama biraz da yorgun ifadesiyle sana gülümsüyor. Diğerleri etrafında toplanıyor. Kaede bedenine geri dönmüş ve biraz sersemlemiş gibi yere oturmuş, sessizce etrafı izliyor. Satoshi ise hızla etrafa bakarak kaygılı bir sesle konuşmaya başlıyor. "Masato ve Shiori hala geri dönmedi. Onları bulmamız gerek." Tam o sırada Bokukichi yavaşça yanına yaklaşıyor. Yüzündeki ifade her zamankinden biraz daha ciddileşmiş gibi geliyor sana. Yumuşak bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor:

"Ben gideyim Aoi'ciğim. Devamında sizinle kalmam iyi olmaz. Fazla dikkat çekiyorum anlaşılan." Ne diyeceğini düşünürken Bokukichi hafifçe gülümsüyor ve elini kaldırarak saçlarını nazikçe okşuyor. "Özle beni, hoşuma gidiyor." Söyledikleriyle hafifçe utanıyorsun ama bir şey diyemeden Bokukichi hızlıca Shunshin kullanarak gözlerinin önünden kayboluyor. Onun ardından bakakalırken Satoshi'nin sesi seni kendine getiriyor.

"Aoi! Masato'nun sesi! Oradan geldi!" Hızla sesin geldiği tarafa doğru koşuyorsunuz. Kenmaru'nun havlamaları hızlandığında, biraz daha ilerleyince onu baygın halde yatan Shiori'nin yanında buluyorsunuz. Masato birkaç saniye sonra telaşla nefes nefese oraya ulaşıyor. "Neler olduğunu anlayamadım. Bir ses duyduk, kontrol için ayrıldık, sonra da… Shiori bayılmıştı işte. Kenmaru sayesinde buldum onları." diye açıklıyor Masato, kafası karışık bir şekilde. Kaede bile endişeyle Shiori'nin başına geliyor, sessizce kıza bakıyor.

Takeshi hemen öne çıkarak ciddi bir şekilde Shiori'yi kaldırıyor ve sırtına alıyor. "Daha fazla zaman kaybetmememiz gerekiyor. Bir an önce ışınlanma noktasına ulaşalım." Satoshi de ona katılarak başıyla onaylıyor. "Evet, hareket etmeliyiz. Burada beklemek daha büyük risk oluşturur."

Hiç vakit kaybetmeden yeniden yola çıkıyorsunuz. Sessiz ve gergin bir atmosferde geçen kısa yolculuğun ardından nihayet hedef noktaya varıyorsunuz. Işınlanma bölgesi belirgin bir şekilde işaretlenmiş, birkaç özel birlik shinobisi sizleri bekliyor. Üniformaları ile oldukça ciddi görünüyorlar. Ekip lideri öne çıkarak sakin ve net bir ses tonuyla tek tek isimlerinizi saymaya başlıyor.

"Hyuuga Masato, Yamanaka Kaede, Nara Satoshi, Inuzuka Shiori, Shindou Takeshi, Yureikumo Aoi. Ve... Kenmaru. Herkes hazır mı?"

Hepiniz tek tek onay verirken, Takeshi sırtındaki baygın Shiori'yi biraz daha sıkıca kavrıyor. Özel birlik üyeleri hızlıca mühürler yapmaya başlıyor ve zemindeki karmaşık işlemeler parlak bir ışıkla dolmaya başlıyor. Çakranın yükseldiğini hissediyorsun, gözlerini kamaştıran parlaklık etrafınızı tamamen kaplıyor.

Tam o anda, ışık ve çakra akışı seni sarıp bedenini hafifletirken, artık Ishigakure görevine gerçek anlamda başlamış olduğunu net bir şekilde hissediyorsun.
Off Topic
Konu sonlanmıştır!

Ödüller:
  • 40 SP
Ödüllerinizi imzanıza eklemeyi unutmayın.
Locked