Page 1 of 1

[Hoshigaki Raigen] Karartı

Posted: Tue Dec 16, 2025 6:20 pm
by GM - Shinsei
Sabahın erken saatlerinde, şafağın ilk ışıkları Kirigakure'nin üzerindeki kalın sis tabakasını delmekte zorlanıyor. Nemli hava, köyün çevresindeki su kanallarından yükselen buharla birleşerek her şeyi gri bir örtüyle kaplıyor. Evinden çıktığında, Hoshigaki mahallesinin dar sokakları henüz sessiz. Ahşap evler sisler arasında belirsiz gölgeler gibi duruyor. Kirigakure'nin sabah rutini yeni başlıyor. Balıkçılar teknelerini su kanallarına indiriyor, erken kalkan tüccarlar tezgahlarını hazırlıyor. Adımların, ıslak taş yolda sessiz yankılar bırakıyor.

Köyün merkezine doğru ilerlerken, etrafındaki sivillerin sana baktığını fark ediyorsun. Bakışlar genellikle çekingenlik ve saygı karışımı. Hoshigaki Klanı, Kirigakure'de hem korkulan hem de takdir edilen bir varlık. Bazı tüccarlar göz teması kurmaktan kaçınıyor, bazıları ise saygıyla başını eğiyor. Su Kulesi, köyün kalbinde yükseliyor. Sisler arasında beliren yapı, suyun ve gücün mükemmel bir sembolü. Mimarisi, dalgaları andıran yumuşak eğrilerle tasarlanmış ve kulenin tepesindeki Mizukage odası, tüm köyü görebilecek yükseklikte duruyor.

Kulenin girişindeki iki nöbetçiyi selamlıyorsun. Adamlar başlarıyla saygı gösteriyor ve seni içeri alıyorlar. İçerideki koridorlar geniş ve serin, taş duvarlarda asılı su elementi betimlemeleri ışıkta hafif parlıyor. Merdivenlerden yukarı çıkarken, her adımda sorumluluğun ağırlığını hissediyorsun. Mizukage'nin çağrısı sıradan bir olay değil. Tepedeki büyük çift kapıya ulaştığında, hafif bir duraksama hissediyorsun. Kendini toparlayarak keskin bir nefes alıyor ve kapıyı hafifçe vuruyorsun.

"Gir." diyor Mizukage'nin soğuk, keskin sesi içeriden. Kapıyı kaydırarak açıyor, içeri adım atıyor ve saygıyla eğiliyorsun. Oda geniş ama minimalist bir düzenle hazırlanmış. Parşömenler ve haritalar Mizukage'nin masasının üzerine özenle yerleştirilmiş. Hozuki Engetsu, büyük ahşap masasının arkasında oturuyor, mora yakın gözlerini sana dikiyor. Yüz hatları sert ve ifadesiz, sanki taştan yontulmuş gibi. Mizukage şapkası başında duruyor, arkasındaki pencereden süzülen solgun ışık figürüne soğuk bir hava katıyor.

Engetsu, önündeki bir parşömeni kapatıyor ve sana bakıyor. Sessizlik birkaç saniye sürüyor, sonra ağzını açıyor. "Sizin veletlerden biri akademide çocuğu dövmüş." Ses tonu düz, suçlayıcı değil ama keskin. Masanın üzerindeki bir raporu hafifçe itiyor. "Hoshigaki Tokuma. Sekiz yaşında. Üç akademi öğrencisini hastanelik etti. Sebep, lakap takılması." Engetsu'nun gözleri sana sabitlenmiş vaziyette. Beklenti yok, sadece soğuk bir değerlendirme. "Ya biliyorsun klanın eski itibarını taşıyor hala. Bu tür olaylar kabul edilemez." Kısa bir duraklama. Mizukage arkasına yaslanıyor. "Bir uyarın yani, olay çıkmasın boşu boşuna."

Sessizlik tekrar odayı kaplıyor. Engetsu'nun keskin bakışları senin üzerinde geziniyor, sanki tepkini ölçmeye çalışıyor. Sonra birden konuyu değiştiriyor. "Yeni genin takımlarını dağıtıyoruz. Hoca sayısı yetersiz." Masanın üzerinden üç fotoğraf alıp önüne koyuyor. Her biri farklı bir çocuğun yüzünü gösteriyor. "Seni hoca olarak düşünüyorum. Kabul edersen, takımın bunlar olacak." İlk fotoğrafı parmağıyla hafifçe öne itiyor. Açık sarı saçlı, pembe gözlü, ciddi bakışlı genç bir kız. "Karatachi Shiori. On iki yaşında. Çakra kontrolü iyi, ama sosyal becerileri zayıf. Ailesinin baskısı altında."

İkinci fotoğrafı gösteriyor. Koyu mavi saçlı, sırıtan ve rahat görünen bir erkek çocuk. "Hozuki Kaito. On iki yaşında. Suiton yeteneğinde erken gelişim gösterdi. Yetenekli ama disiplinsiz. Her şeyi oyun zannediyor." Son fotoğrafı önüne koyuyor. Koyu kahverengi saçlı, çekingen bakışlı ve küçük görünen bir kız. "Suzu. Soyadı yok. On bir yaşında. Akademide not ortalaması düşük, ama hayatta kalma içgüdüleri güçlü. Yetimhaneden geliyor."

Engetsu ellerini masaya koyuyor ve sana bakıyor. İfadesi değişmemiş, ama sesinde hafif bir beklenti var. "Karar senin. Kabul edersen, yarın sabah onlarla tanışacaksın." Odada sessizlik çöküyor. Mizukage, cevabını beklerken önündeki fotoğraflara bakıyor. Bir anda aklına geliyor ve "Ha bu arada, geliyor musun akşam? İçeriz." diyor. Birkaç gün öncesinden konuşulduğunu hatırlıyorsun, Jouninler toplanacak ve Mizukage ile birlikte içmeye gidecekti. Büyük bir etkinlik olacak gibi görünüyor.
Off Topic
RP'ye hoş geldiniz! Pasiflik süresi üç gündür. İyi RP'ler!

Re: [Hoshigaki Raigen] Karartı

Posted: Thu Dec 18, 2025 3:19 pm
by Hoshigaki Raigen
Yeni bir günün şafağı, her zamanki gibi Kirigakure’nin puslu atmosferine eşlik ederken Raigen çoktan ayaktaydı. Onun için gün, yalnızca görevlerden ibaret değildi; görünüm, duruş ve bırakılan izlenim de en az yapılan iş kadar önemliydi. Dolabını açtığında, o günkü ruh hâlini ve çevresinde olup bitenleri en iyi yansıtacağını düşündüğü kıyafetleri seçti. Köyünün simgesini taşıyan bandını ise kemerinin hemen üstüne, herkesin rahatça görebileceği bir noktaya sabitledi. Kocaman bir toka gibi duran bu sembol, onun kim olduğunu uzaktan bile belli ediyordu. Heybetli duruşu ve beyaz takımının yarattığı kontrast, Kirigakure gibi güneşi nadir gören bir yerde bile dikkat çekmeye yetiyordu. En ufak bir ışık zerresinin bile kimliğini ele vermesi, onun bilinçli bir tercihiydi.

Köyün merkezine doğru ilerlerken, bugün özel bir görüşmesi olduğu için her zamankinden daha özenliydi. Yağmurun olmaması, nadir görülen bir rahatlıktı; bu yüzden şemsiyesinin ucunu bileğine doğru yaslayarak, adeta bir baston gibi taşıyordu. Görkemli siyah yelesi ve genel görünümü, Hoshigaki klanı içinde bile onu ayıran bir özellikti. Ancak Raigen, farklılığının yalnızca kanından değil, tarzından da kaynaklandığını hissettirmek isterdi. Şıklık, onun için bir lüks değil, bir duruştu.

Yürüyüşü sırasında pek çok kişiyle göz göze gelip kısa selamlaşmalar yaptı. Bazılarının bakışlarını kaçırmasıysa onu şaşırtmıyordu. Sessiz, derinden ilerleyen bir karaktere sahipti; sosyal anlamda etkileyici olmayı hiçbir zaman hedeflememişti. Mizukage’nin ofisine ulaşana kadar zihnini yalnızca yürüyüşüne odakladı ve bu çağrının kötü bir anlama gelmediğine kendini inandırmaya çalıştı.

Kapıyı çalıp içeri girdiğinde, karşısında köyün şu anki en yetkili ismi olan Mizukage’yi buldu. Odayı kısaca süzdüğünde, ortada acil bir kriz olmadığını düşündü; yine de Kage’nin söylemek istedikleri olduğu belliydi. Bir görev miydi, yoksa özel bir ricada mı bulunacaktı? Bu sorular üzerinde fazla oyalanmadan, Mizukage’nin konuşmaya başlamasıyla tablo yavaş yavaş netleşti.

Önüne uzatılan belgeleri sessizce, dikkatle incelemeye başladı. Gözleri satırlar arasında gezinirken, aynı anda Mizukage’nin tavsiyelerini dinliyordu. Söylenenlerin bazıları fazlasıyla yerindeydi. Zaten köy halkını ürkütmek için yeterince sebep varken, buna yenilerini eklemek Raigen’in de isteyeceği bir şey değildi.

Belgeleri incelerken Mizukage, köydeki bir sorundan bahsetti ve bu konuda onun yardımına ihtiyaç duyduğunu açıkça dile getirdi. Sözler doğrudan Raigen’e yöneltilmese de, konuşma sanki görevi çoktan kabul etmiş gibi ilerliyordu. Raigen ise tek kelime etmeden dinlemeye devam etti; verilen bilgileri zihninde tartıyor, parçaları yavaş yavaş bir araya getiriyordu.

Çocuklara rehberlik etme, onlara ebeveynlik benzeri bir rol üstlenme fikri kulağına o kadar da kötü gelmiyordu. Gelecek neslin, onun yaşadığı kayıpları yaşamaması ve köy için faydalı bireyler olarak yetişmesi gerekiyordu. Bunun için doğru kişilere ihtiyaç vardı. Ancak asıl soru şuydu: Kendisi bu rol için gerçekten güvenilir miydi? Belki de Mizukage’nin onu huzuruna çağırmasının sebebi buydu. Özellikle sorunlu çocukların ona emanet edilmesi, birçok kişiyi rahatsız edebilirdi ama Raigen için bunun pek bir önemi yoktu.

Elindeki şemsiyeyi duruşuna destek olacak şekilde yere yasladı. Ardından fotoğrafları eline alıp tek tek, yakından inceledi. Bakışları soğuk ama dikkatliydi; her detay, her yüz ifadesi zihnine kazınıyordu.

Gelirim. Hoshigaki çocuğa gelince, onu bana bırakabilirsiniz. Yarın sabah nerede buluşulacağına dair bir plan yoksa, onu ben ayarlarım. Başka bir şey yoksa, akşam görüşürüz.

Sözlerini tamamladıktan sonra fotoğrafları, konuşmanın seyrine göre masanın üzerine bıraktı. Sesi her zamanki gibi kısık, ciddi ve sakindi; bu yüzden onu anlamak her zaman kolay olmazdı. Raigen hiçbir zaman dışa dönük biri olmamıştı. Yine de bu yeni sorumluluk, ona da iyi gelebilirdi. Hem akşam köyün önemli bir kısmı bir araya gelecekti… O ortamda içme fikri, kulağına hiç de fena gelmiyordu.

Re: [Hoshigaki Raigen] Karartı

Posted: Fri Dec 19, 2025 4:19 pm
by GM - Shinsei
Mizukage, fotoğrafları masanın üzerine düzenli bir şekilde yerleştiriyor ve hafifçe başını kaldırıyor. Soğuk ifadesi değişmiyor ama sesinde hafif bir onay tonu var. "İyi. Yarın sabah saat sekiz, köyün doğu kapısı. Çocuklar orada bekliyor olacak." Kısa bir duraklama. Engetsu'nun buzul mavisi gözleri sana bakıyor, sonra masasındaki parşömenlere dönüyor. Sanki konuşma bitmiş gibi. Sen kapıya doğru yönelirken, Mizukage'nin sesi arkandan geliyor. "Ya bir şey diyeceğim, ya da boş vaktin varsa çocuklarla konuşsana o zaman. Bir plan yap yarın için. Akşam haberleşiriz."

Ses tonu yine düz, ama bir öneri değil emir gibi. Kapıyı kaydırarak açıyor ve dışarı çıkıyorsun. Kapı arkandan sessizce kapanıyor. Koridorda birkaç adım attıktan sonra, merdivenlere doğru ilerlerken bir ses duyuyorsun. "Raigen! Lan dur!" Sesi tanıyorsun. Arkana döndüğünde, koridorun sonundan koşar adım gelen uzun boylu, esmer tenli bir shinobi görüyorsun. Kırmızı saçları kısa kesilmiş, yüzünde her zamanki gevşek sırıtışı var. Yanakata Mamoru, akademiden beri tanıdığın biri. Aynı sınıfta okumadınız ama ondan bir yaş küçüktü ve sık sık aynı görevlerde karşılaşmıştınız. Jounin rütbesinde, ama her zaman gevşek ve rahat bir tavır sergilerdi.

Mamoru yanına geldiğinde nefes nefese, sırıtıyor. "N'apıyon kanka? Yoksa büyük bir görev mi aldın?" Omzuna hafifçe vuruyor, yürümeye başlıyor. Sen de yanında ilerliyorsun. Mamoru konuşmaya devam ediyor. "Ben de yukarı çıkmıştım, rapor teslim ettim. Sınır devriyesinden yeni döndüm, iki gün uyumadım resmen. Ama işte, vazife." Merdivenlere yaklaşırken başını sana çeviriyor. "Sen nasılsın? Göreve çıktın mı son zamanlarda? Meditasyon devamke?" Hafifçe güldükten sonra sesini alçaltıyor, sanki etrafta kimse duymasın istiyor. "Bu arada duydum ki Hoshigaki'lerden bir velet akademide olay çıkarmış. Üç çocuğu hastaneye yollamış. Haberin var mı? Yoksa Mizukage seni bunun için mi çağırdı?" Mamoru'nun sesi meraklı ama suçlayıcı değil. Her zaman doğrudan sorular sorardı, ama kötü niyetli biri değildi. Sadece gevezeydi.

Merdivenlerden aşağı inip ana koridora çıktığınızda, cebinden Mizukage'nin sana verdiği küçük kağıdı çıkarıyorsun. Üzerinde öğrencin olacak geninlerin adresleri var. Adresleri incelerken Mamoru yanından merakla bakıyor ama bir şey sormuyor. Kağıttaki adresleri zihninde köyün haritasıyla eşleştirmeye çalışıyorsun. Mizukage Kulesi'nden çıktığınızda, güneş sisler arasından hafif bir ışık sızdırıyor. Köyün merkezi sokağında yürüyorsunuz. Etraf hareketli, tüccarlar tezgahlarında balık ve deniz ürünleri satıyor, bir köşede çömlek yapan bir zanaatkar işine dalmış, çocuklar köşe bucak oynuyor. Su kanalları sokağın kenarından akıyor, köprüler üzerinden geçen insanlar rutin işlerine devam ediyor. Kirigakure'nin her zamanki ıslak, nemli atmosferi her yeri kaplıyor.

Kağıda tekrar baktığında, en yakın adresin Suzu'ya ait olduğunu fark ediyorsun. Yetimhane yakınlarında, köyün güney mahallesinde bir apart dairesi. Buradan on dakikalık yürüyüş mesafesinde.

Yanakata Mamoru
► Show Spoiler

Re: [Hoshigaki Raigen] Karartı

Posted: Fri Dec 19, 2025 5:06 pm
by Hoshigaki Raigen
Raigen, fotoğrafları masaya bıraktıktan sonra fazla oyalanmadan kapıya yöneldi. Görev yerini öğrenmişti ve yarına kadar zihnini biraz olsun boşaltmaya ihtiyacı vardı. Bu çağrının ağırlığı, kısa bir yürüyüşle hafifletilebilirdi. Kapıya yaklaştığı anda arkasından Mizukage’nin sesi yükseldi; yarın için plan yapabileceğini, detayları akşam tekrar konuşacaklarını söylüyordu. Raigen kapıyı açıp dışarı çıkarken, kapıyı kendine doğru çekti ve aynı anda Mizukage’yi onaylar şekilde başını hafifçe salladı. Bu hareket, görüşmeyi uzatmadan noktalamak için yeterliydi.

Koridora adım attığında ağır ve ölçülü yürüyüşünü sürdürdü. Şemsiyesini tekrar rahatça taşıyabileceği bir konuma aldı, ardından yürürken üstünü başını düzeltti. Karizmasından ödün vermek gibi bir niyeti yoktu. Merdivenlere yaklaştığı sırada, arkasından kendisine seslenen birini fark etti. Sesi duyar duymaz kim olduğunu anlamıştı. Akademi günlerinden beri tanıdığı Yanakata Mamoru’ydu. Tam anlamıyla dost sayılmasa da, aralarındaki bağ inkâr edilemezdi. Buna rağmen karakter olarak birbirlerine zıt olduklarını söylemek zor değildi.

Mamoru yanına ulaştığında nefes nefeseydi. Birlikte yürümeye başladıklarında, son görevi hakkında konuşmaya koyuldu. Anlattıkları Raigen’in ilgisini çekmişti ve sabırsız bir homurtuyla araya girdi.

Sıradışı bir şey mi var?

Sorunun ardından sessizce dinlemeye devam etti. Mamoru, dikkatli bir dil kullanarak Mizukage’nin de değindiği konuya temas ediyordu. Hatta Raigen’in burada olmasının sebebinin bu olup olmadığını sormadan edemedi.

Raigen, hafifçe kaşlarını çatıp homurdanarak cevap verdi:

Bir öğretmene ihtiyacı varmış. O yüzden beni çağırmış. Zaten bu aralar boştum.

Kısa bir sessizlik çöktü aralarına. Ardından Raigen, her zamanki kısık ama sert tonuyla konuşmasını sürdürdü:

Bahsettiğin çocuğu da takımıma aldım. Aslında şimdi ekibi toplayıp tanışmaya gideceğim. Sen de benimle gel.

Bunu söylerken cebinden küçük bir kâğıt çıkardı ve Mamoru’ya gösterdi. Olayın klan üzerindeki etkisi ve bu denli hızlı yayılması, pek alışıldık bir durum değildi. Kendi yaşadıklarını düşündüğünde, perde arkasında neler döndüğü sorusu zihninde daha da belirginleşti. Mizukage’nin bu görev için onu seçmesi, artık daha mantıklı bir çerçeveye oturuyordu.

Raigen yürümeye başlarken son bir kez daha konuştu:

Bizden bir öğrenci onlara yakın duruyor. Onunla tanışmaya gidene kadar bildiklerini anlat.

Adımlarını, Suzu’ya ait olduğu bilinen adrese doğru çevirdi. Kafasında izleyeceği yolu planlarken, bir yandan da Mamoru’nun anlatacaklarına kulak kesildi. Akşam yapılacak toplantıda diğerleriyle paylaşabilmek için, ilk görevin ana hatlarının zihninde netleşmesi gerekiyordu.

Re: [Hoshigaki Raigen] Karartı

Posted: Sun Dec 21, 2025 9:25 am
by GM - Shinsei
Mamoru, sözlerini duyunca hafifçe geri çekiliyor ve kaşlarını kaldırıyor. "Öğretmen mi? Sen mi?" Kısa bir kahkaha atıyor ama sonra ciddileşiyor. "Yok yani, kötü bir şey değil. Sadece beklemiyordum. Sen hep tek başına takılan tiplerden birisin, şimdi üç çocuğa mı bakacaksın?" Raigen'in çıkardığı kağıda bakıyor, gözleri adresleri tarıyor. Sonra omuz silkiyor. "Tamam geliyorum. Zaten boştum bugün."

Birlikte yürümeye başlıyorsunuz. Mamoru, sorunu hatırlayarak konuşmaya devam ediyor. "Sıradışı bir şey mi vardı dedin ya, aslında vardı biraz. Sınırda tuhaf izler bulduk. Çakra kalıntıları, ama tanıdık değil. Sanki birisi köyün çevresini tarıyormuş gibi. Mizukage raporu aldı, ama daha fazla bilgi vermedi. Belki yakında bir ekip gönderir oraya." Kısa bir duraklama yapıyor, sonra Hoshigaki çocuğuna geri dönüyor. "Bu Tokuma olayına gelince, duyduklarım şu. Çocuk akademide iki tane öğrenciyle tartışmış. Lakap takmışlar ona, bildiğin köpekbalığı şakaları falan. Normalde bu tür şeyler olur, geçer gider. Ama Tokuma dayanamamış, birini duvara fırlatmış, diğerini yere yıkmış. Üçüncü çocuk araya girmeye çalışmış, o da yumruk yemiş. Akademi hocaları müdahale edene kadar üçü de yerde kalmış." Mamoru başını iki yana sallıyor. "Akademi hocaları çocuğu tutamadı. Çok güçlüymüş. Sonunda bir jounin geldi, onu sakinleştirdi. Ailesi de uyarıldı tabii. Ama şimdi herkes konuşuyor bunu. Hoshigaki'ler yine vahşileşti falan diyorlar. Biliyorsun işte, köy her zaman klanına şüpheyle bakar."

Sesini biraz daha alçaltıyor. "Mizukage'nin seni seçmesi akıllıca. Hem sen Hoshigaki'sin, hem de disiplinlisin. Belki çocuğu düzeltirsin. Ama kolay olmayacak, o ayrı." Yürüyüş devam ediyor. Merkez sokaktan çıkıp daha dar, daha sessiz sokaklara giriyorsunuz. Etraf yavaş yavaş değişiyor. Burada binalar daha eski, boyalar solmuş, bazı ahşap kapılar çatlak. Yetimhane bölgesine yaklaştığınızı hissediyorsun. Mamoru çevreye bakıyor ama yorum yapmıyor. Birkaç dakika sonra Suzu'nun adresine ulaşıyorsunuz. Karşınızda iki katlı, eski bir apartman duruyor. Dış cephesi yıpranmış, sıva yerler yerinden dökülmüş, ahşap kapı çarpık durduğu için tam kapanmıyor gibi görünüyor. Birinci kattaki pencerelerin birinde cam kırık, karton parçasıyla kapatılmış. İkinci kattaki pencerelerden birinde eski bir perde asılı, rüzgarda hafifçe sallanıyor. Binanın önünde küçük bir merdiven var, basamaklar yıpranmış ve ıslak.

Mamoru duraksıyor, binaya bakıyor. Sonra sana dönüyor. "Burası mı? Vay be. Yetimhane çocukları buralarda kalıyormuş demek." Hafifçe başını sallıyor, sonra elini omzuna vuruyor. "Tamam ben gidiyorum. Akşam haberleşiriz. Bol şans hocam." Hafif bir sırıtışla dönüp uzaklaşıyor. Adım sesleri sisler arasında yavaş yavaş kayboluyor. Yalnız kalıyorsun. Apartmanın önünde durmuş, binaya bakıyorsun. Çevrede sessizlik var. Uzaktan su kanalının akış sesi geliyor, bir yerlerde bir kapı gıcırdıyor. Binaya yaklaşıp merdivenlerden çıkıyorsun. Ahşap basamaklar ayağının altında hafifçe gıcırdıyor. İkinci kata ulaştığında, koridorda birkaç kapı var. Suzu'nun kapısı en sondaki. Kapının boyası dökülmüş, ahşap yüzeyde çatlaklar var.

Kapıyı hafifçe çalıyorsun. İçeriden bir ses gelmiyor. Bir süre bekliyorsun, sonra tekrar çalıyorsun, bu sefer biraz daha güçlü. İçeriden hafif bir hışırtı geliyor. Ayak sesleri. Yavaş, tereddütlü adımlar. Kapı kilitlenmişti, şimdi kilit sesi geliyor. Ardından kapı yavaşça, sadece birkaç santim aralanıyor. Zincirleme kilidi takılı. Aralıktan içeri bakan kahverengi gözler görüyorsun. Küçük bir yüz, solgun ten, koyu kahverengi dağınık saçlar. Suzu. Fotoğraftakinden daha zayıf görünüyor. Yüzünde bir korku ifadesi var, ama meraklı da. Gözleri sana bakıyor, sonra arkana, sonra tekrar sana. Sesi ince, çekingen. "Buyrun, ne istemiştiniz?" Kapıyı biraz daha aralamıyor. Bekliyor.

Suzu
► Show Spoiler

Re: [Hoshigaki Raigen] Karartı

Posted: Tue Dec 23, 2025 12:59 pm
by Hoshigaki Raigen
Raigen, ilk öğrencisiyle tanışmak üzere yola koyulduğunda yanındaki arkadaşının bilgisine ihtiyaç duyduğunu biliyordu. Bu yüzden Mamoru ile birlikte ilerlemeyi tercih etmiş, yol boyunca neredeyse hiç konuşmadan yalnızca onu dinlemişti. Köyün sınırlarında yaşandığı söylenen gizemli olay, dikkatini fazlasıyla çekmişti. Mizukage’nin kendisini çağırmasının da bir tesadüf olmadığını artık daha net hissediyordu. Mamoru ile bu noktada karşılaşmaları belki kaderin bir oyunu sayılabilirdi; fakat bazı görevler vardır ki insan, istemese bile onlardan kaçamaz. Raigen, tam da kendisine uygun bir görevin varlığını böylece öğrenmişti. Üstelik yeni bir takıma sahip olacağı bir dönemde, bu tür bir göreve birlikte çıkmaları herkes için faydalı olabilirdi.

Hedefledikleri lokasyona ulaştıklarında Mamoru, orada ondan ayrıldı. Raigen, başını hafifçe eğerek teşekkür eden kısa bir işaret verdi. Ardından ilk öğrencisiyle buluşmak üzere binanın içine yöneldi. Kimsesizlerin kaldığı bu yapı ve çevresi hakkında özel bir düşünce geliştirmedi; tek amacı Suzu’yu bir an önce bulmaktı.

Verilen tarifleri takip ederek bir kapının önünde durdu ve yavaşça kapıyı çaldı. Kısa bir süre geçmesine rağmen içeriden ses gelmeyince bu kez daha sert bir şekilde kapıya vurdu. İkinci denemeden sonra içeriden hafif bir hareketlenme duydu. Sessiz adımlar, evde birilerinin olduğunun kanıtıydı ve bu Raigen’i bir nebze rahatlattı. Kapı ağır ağır aralandığında karşısına çıkan manzara beklentisiyle örtüşüyordu: solgun tenli, koyu kahverengi ve dağınık saçlara sahip küçük bir yüz. Kapıyı açanın Suzu olduğunu görmek, içini biraz daha rahatlattı.

Suzu soru sormak için ağzını açtığında, çevreyi dikkatle süzdüğü gözünden kaçmadı. Etrafı kontrol edişi, olabildiğince temkinli davrandığını gösteriyordu. Raigen, kızın göz hizasına inebilmek için başını hafifçe eğdi ve onu ürkütebilecek herhangi bir ani hareketten kaçınarak doğrudan konuşmaya başladı.

Akademi mezuniyetinin ardından bir takıma dahil edildiğinin müjdesini vermek için geldim. Ben Hoshigaki Raigen. Atandığın takımın sorumlusu olacağım, Suzu.

Sözlerini tamamladıktan sonra elini cebine götürdü ve Jōnin olduğunu gösteren belgeyi çıkardı. Belgeyi açıkça gösterdikten sonra aynı cebinden, Suzu’nun Genin rütbesine terfi ettiğini simgeleyen işareti çıkararak onun rahatça görebileceği bir açıyla tuttu. Kızın kapıyı tamamen açması ya da elini uzatması ihtimaline karşı mesafesini koruyor, daha fazla tedirginlik yaratmamaya özen gösteriyordu.

Suzu’nun vereceği cevabı beklemeden konuşmasına devam etti:

Şu an diğer takım arkadaşlarınla tanışmak için hepinize tek tek uğrayacağım. İstersen sen de benimle gelebilirsin. Yarınki görevimiz hakkında da konuşacağız.

Sözlerini bitirdikten sonra sessizce bekledi. Suzu’nun vereceği yanıta göre ya binanın aşağısında onu bekleyecek ya da bir sonraki adrese doğru yoluna devam edecekti.

Re: [Hoshigaki Raigen] Karartı

Posted: Wed Dec 24, 2025 5:12 pm
by GM - Shinsei
Suzu, sözlerini duyunca gözleri hafifçe büyüyor. Belgeye bakıyor, sonra Genin işaretine, sonra tekrar yüzüne. Dudakları hafif aralık, sanki konuşacak ama bir şey diyemiyor. Birkaç saniye öylece bekliyor, sonra yavaşça başını sallıyor. "Ben... ben bir takıma mı girdim?" Sesi hala çekingen ama şimdi içinde küçük bir sevinç tonu var. Kapıyı biraz daha açıyor, zinciri çözüyor. Kapının arkasında duran küçük bir figür beliriyor. Ayaklarında yıpranmış sandaletler olduğunu görüyorsun. Saçları dağınık ama yüzünde şimdi belirsiz bir gülümseme var. "Bekleyin, hemen hazırlanırım."

İçeri dönüyor, kapıyı açık bırakıyor. Birkaç saniye sonra küçük bir çanta ile geri dönüyor. Çantayı omzuna asıyor ve kapıyı dışardan kilitlemeye çalışıyor. Anahtarı iki kez çevirmesi gerekiyor çünkü kilit eski ve sıkışıyor. Sonunda başarıyor ve sana dönüyor. "Hazırım." Merdivenleri inerken Suzu arkanda yürüyor. Adımları hafif, neredeyse sessiz. Binadan çıktığınızda sokağa bakıyor, sonra sana. Yürümeye başlıyorsunuz. İlk birkaç dakika sessizlik sürüyor. Suzu bir şey söylemek istiyor gibi ama çekiniyormuş gibi duraksıyor. Sonunda küçük bir sesle konuşuyor. "Uzun zamandır bir takıma girmek istiyordum." Sesi yumuşak, neredeyse fısıltı gibi. Yürürken ayaklarına bakıyor.

"Akademide... diğer çocuklar hep ailelerinden bahsediyordu. Klanlarından, jutsu'larından. Ben sadece... bekledim. Hep bekledim." Kısa bir duraklama yapıyor. Sonra başını kaldırıp sana bakıyor. "Siz... Hoshigaki klanındansınız değil mi? Güçlü olduğunuzu duydum." Sesinde hayranlık var ama hala çekingen. Sonra tekrar sessizliğe gömülüyor. Yürüyüş devam ediyor. Yetimhane bölgesinden çıkıp daha düzenli sokaklara giriyorsunuz. Burada binalar daha bakımlı, sokaklar daha temiz. Etraf daha canlı, tüccarlar tezgahlarını hazırlıyor, shinobi'ler görevlerine gidiyor. Suzu çevreye bakıyor, sanki her şeyi ilk kez görüyormuş gibi.

Birkaç dakika sonra köyün kuzeydoğu mahallesine giriyorsunuz. Karatachi klanının mahallesi. Burası daha düzenli ve sakin. Evler birbirine yakın, bahçelerde küçük havuzlar var. Bazı evlerin duvarlarında klan sembolleri asılı. Hava bile burada daha temiz ve sessiz. Suzu yürürken başını sana çeviriyor. Cesaretini topluyor gibi görünüyor. Sonra ağzını açıyor. "Öğretmenim, ben... diğer takım arkadaşlarım hakkında bir şey biliyor musunuz? Yani, onlar nasıl insanlar?" Tam konuşmaya devam edecekken Karatachi Shiori'nin evinin önüne geliyorsunuz. Düzenli bir ev, beyaz duvarlar, küçük bir bahçe. Kapı ahşap ve temiz görünüyor. Kapıya yaklaşıp hafifçe vuruyorsun.

İçeriden ses gelmiyor. Birkaç saniye bekliyor, sonra tekrar vuruyorsun. Yine sessizlik. Bu sefer biraz daha güçlü vuruyorsun. Aniden içeriden sert bir ses yükseliyor. "YA PARDON AMA KAÇ KERE ÇALMAYI DÜŞÜNÜYOSUNUZ KAPIYI? İSTEMİYORUM BROŞÜR YAHU DİRETMENİZ ŞAKA MIIII?" Ses genç kız sesi ama oldukça sinirli ve yüksek. Suzu hemen panikliyor, geri çekiliyor, gözleri büyüyor. Elini ağzına götürüyor ve fısıldıyor. "B-bu... takım arkadaşım mı?" Kapının arkasından ayak sesleri geliyor, ağır ve hızlı. Biri kapıya yaklaşıyor anlaşılan.

Re: [Hoshigaki Raigen] Karartı

Posted: Sat Dec 27, 2025 3:51 pm
by Hoshigaki Raigen
Suzu'nun tepkileri ve duygularını anlamaya çalışan Raigen kısa bir geçmişe dönüş yaşıyordu. Bu heyecan birinin asla unutmaması gereken, ne olursa olsun hayatta güzel şeylerin yaşayanları takip ettiğine ve her zaman takip edeceğine dair bir anımsamaydı.Heyecanlı bir şekilde evde koşuşturan küçük kızı kapının önünde hiçbir duygusunu belirtmeden bekliyor, bu sırada kafasında diğer öğrencilerinin konumlarını canlandırmaya çalışıyordu. Köye oldukça hakimdi ama bu bölgeye ilk defa geliyordu. Gördükleri karşısında şaşkınlığını gizlemeye çalışsa da içten içe onu yiyen bir şey vardı...

Diğer takım üyesinin adresine doğru ilerlerken Suzu'nun kendi kendine konuşmaları, Raigen'e olan sözleri ve çevrenin değişimi bir araya gelince sanki onun için yeni bir hayat başlamıştı. Öğrencisinin kalbini kırmamak ve hevesini azaltmamak için sözcüklerine karşılık vermeyi deniyordu:

"Diğerlerinden farklı olman belki de iyi bir şeydir, sen bilmiyorsundur." dedikten sonra sadece yürüyordu. Suzu'nun çevreye bakışı ve incelemesi Raigen'in de dikkatini çekiyordu. Karatachi klan mahallesine geldikleri sırada önce ki lokasyonlarından gözle görülür şekilde farklı olan bir çok şey görüyordu. Suzu'nun sorusunu duyduktan sonra da üstünü başını düzeltiyor ve sadece bir kelime homurdanıyordu.

"Öğreneceğiz"

Kendi köyünün içerisinde bu kadar farklı iki havayı barındıran sokakların olması, onun yiyen şeyin ne olduğunu aklına getiriyordu:


Eşit olmayan yaşam hakkı...



Sisle çevrili Kirigakure sokaklarında yürüyen çocuk, iki dünyanın arasındaki çizgiyi net bir şekilde görmüştü.
Biraz önce geçtiği sokakta kimsesiz çocuklar vardı; daracık evler, eksik çorbalar ve erken bastırılmış hayaller… Ardından adım attığı klan sokağı ise bambaşkaydı. Taşlar daha temiz, kapılar daha sağlam, gelecek daha emindi.

Aynı köyün içindeydiler. Ama aynı hayatın içinde değillerdi.

Bu farkı fark ettiği an, içindeki huzur dağıldı. Sadece üzülmedi; bu durumu kabullenemedi. “Neden?” diye düşündü. Bir insanın değeri, doğduğu aileyle mi ölçülüyordu? Bir sokak, diğerinden neden bu kadar ağır bir kader taşıyordu?

Eşitliğin yokluğu, zihninde sessiz ama sert bir çınlama yaratıyordu. Gözlerini kaçırabilirdi, herkes gibi yapabilirdi. Ama yapmadı. Bu adaletsizliği görmek, artık onun yüküydü.

Belki bugün hiçbir şeyi değiştiremezdi.Ama düşünmeye başlamıştı.Ve bazen bir köyü değiştiren şey, ilk harekete geçen el değil…


İlk rahatsız olan vicdandı.



Hayatında öğrendiği her şeyin zorlukla öğrendiğini düşünüyordu. Düşünceleri onu şu an ki olduğu kişi haline getirmişti elbet ama başkaları da bu yoldan mı geçmeliydi? Üstelik kendisi Suzu kadar zorluk yaşamamıştı. Hatta onu yaşadıklarının kurbanı yapan, yaşantısıydı...

Karatachi Shiori'nin evinin önüne geldiğinde çok kısa bir süre bekledi ve kapıyı çaldı. Sanki bu düşüncelerin derinliğinde boğuluyordu ve aniden çırpınmak için kapıyı çalması gerekti. Yalnız kapıyı çaldığı zaman içeriden gelen ses daha öncesine nazaran çok farklıydı. Hatta öyle bir şey yaşanıyordu ki küçük Suzu bile duruma tepki vermişti. Buna tepkisiz kalmamak adına Raigen şemsiyesini önünde tutup, ellerini onun üstünde birleştirdi. Kapı açıldığı gibi kapıyı açan kişinin gözlerinin içine tüm ciddiyetiyle bakmak, korkutucu duruşunu yansıtmak istiyordu.

Kapı açıldıktan sonra da karşısındaki kişiye aynı Suzu'ya söylediği gibi peşine takılmasını söyleyecek, son arkadaşlarını almaya gideceklerdi.