Page 1 of 1

[Kurooni Jin] Kızıl Miras

Posted: Sat Nov 08, 2025 3:08 pm
by GM - Shinsei
Üç gün geçiyor.

Tanigakure’nin kuzeyine bakan nehir bölgesinde, yosun kokusunun rüzgarla karıştığı küçük bir kulübe sığınağınız haline gelmiş durumda. Kulübe, uzun süredir sahipsiz gibi, çatısındaki kiremitlerin yarısı kırık, duvarlar rutubetli, ama içerideki sıcaklık hissi garip şekilde rahatlatıcı.

Sabahlar sessiz geçiyor. Güneş henüz tam yükselmeden Hame dışarı çıkıp antrenman yapıyor, çimenlerin üzerindeki sabah nemini her adımda havalandırıyor. Kılıcının keskin sesi rüzgarla her kavuştuğunda dikkatinizi vermek zorunda kalıyorsunuz. Her vuruşu aynı, ama içinde bir öfke var ve bunu belli ediyor. Shiho, kulübenin yanında küçük bir ateş yakmış, bambu dalından yaptığı çubuğu çayın içine karıştırıyor. Yüzünde düşünceli bir ifade, sana her baktığında gözlerini hemen kaçırıyor ama dudak kenarında belli belirsiz bir gülümseme beliriyor.

Kazuma ise köhne bir tabureye oturmuş, sigarasını yakmış halde harap olmuş botlarının altını onarıyor. Arada bir iç çekiyor, gözleri uzaklara dalıyor, ama ses etmiyor. Sadece külü, ayak ucundaki boş tenekeye düşüyor.

Ōotoko-Jin ise sessiz. Kulübenin dışında, senin yanında duruyor, sırtına eğilmiş, sanki koruma içgüdüsüyle nöbet tutar gibi. Ne zaman ağır bir şeyler kaldırsan, kukla hemen devreye giriyor. Geniş avuçlarıyla odun parçalarını taşıyor, bazen de nehrin kenarına inip büyük taşları çekiyor. O kadar ağır hareket ediyor ki, suyun üzerinde küçük dalgalar bile yaratıyor.

Öğleye doğru hava ısınıyor. Hame kulübeye dönüp çayın kokusunu içine çekiyor. "Burası fazla huzurlu, midemi bulandırıyor." diye homurdanıyor. Shiho gözlerini devirmekle yetiniyor. Kazuma ise sessizliğini bozmadan ayağa kalkıyor, senin yanına geliyor. "Artık harekete geçsek iyi olur." diyor, dudaklarının kenarından duman süzülürken. "Dinlendik ettik ama sizinle anca bir gün daha kalabilirim. Sonrasında çekip gideceğim." Cebine uzanıyor. Kırışmış bir parşömen çıkarıyor, yavaşça açıyor. Kağıt eski, kenarları suyla yıpranmış. Üst kısmında belirgin bir damga var, Tanigakure’nin spiral sembolü. Görünce hemen tanıyorsun.

Kazuma işaret parmağını bir noktaya koyuyor. "Dün köy merkezine indim. Bir rehberle tanıştım, bu haritayı ondan satın aldım. Zaten benim de işime yarayacaktır ileride, o yüzden ücretini siktir et." Kaşlarını kaldırıp seni süzüyor. "Sana balık pazarının alt depolarını arayın demiştim, hatırlıyor musun? İşte şuradan başlıyor." Parmağını nehir kenarındaki bir bölgeye bastırıyor. Haritayı dikkatle incelerken sesi biraz daha ciddileşiyor. "Muhtemelen bu alanda bu sembolün taşıyıcılarıyla karşılaşacaksın. Ama oraya gitmeden önce ne yapmak istediğini bilmem gerek."

Sözleri ağırlaşıyor. Hame’nin ve Shiho’nun dikkatini çekmemek için seni kolundan tutup kulübeden uzaklaştırıyor. Nehir kenarındaki taş köprüye kadar yürüyorsunuz. Su alttan uğuldarken, Kazuma taş korkuluğa yaslanıyor. "Bunlarla tanışıp içlerine sızacaksın diye tahmin ediyorum, değil mi?" diyor bakışlarını sudan ayırmadan. "Böylece ne olup bittiklerini anlaman daha kolay olur. Eğer gidip direkt it dalaşına gireceksen, sizinle gelmek istemiyorum. Zaten sizi şu noktaya getirerek bile kendimi yeterince tehlikeye attım."

Elini cebine atıyor, haritayı çıkarıp sana uzatıyor. "Sende dursun bu." Ardından başını kaldırıyor, güneş gözlerine vurunca bir elini siper ediyor. Göz kenarındaki yorgunluk belirginleşiyor. "Kafanda nasıl bir plan varsa açıkla, ben de fikirlerimi söyleyeyim. Net bir karar alıp ona göre hareket edelim." Su köprünün altından ağır ağır akarken, bir sonraki adımın tüm grubun kaderini belirleyeceğini hissediyorsun.
Off Topic
RP'ye hoş geldiniz! Pasiflik süresi üç gündür. İyi RP'ler!