Re: [Kurooni Jin] Sembolün Gizemi
Posted: Thu Jul 10, 2025 4:21 pm
Kazuma'nın suratındaki tereddüt, verdiğin seçenek ile kısa bir süre donuyor. Gözlerindeki çelişkiyi görmek zor değil, eski hayatıyla gelecekteki ihtimaller arasında kalmış gibi. Fakat kısa bir sessizliğin ardından boğazını temizleyerek öne doğru bir adım atıyor. "Genç shinobi... Şu ana kadar kazandığım şeyleri düşündüm de, çok da değerli değilmiş. Eğer dostluk öneriyorsan, ben de sana rehberlik edeceğim. Umarım sözünü tutarsın." Kazuma'nın kararı, Shiho'nun hoşnutsuzluğunu ve Hame'nin kuşkusunu azaltmıyor. Shiho kaşlarını çatarak başını yana çeviriyor, Hame ise mızrağı omzuna koyup hafifçe homurdanıyor. Buna rağmen hiçbir itiraz yükselmiyor, herkes sessizlik içinde kararını kabul ediyor.
Köyün dışındaki geniş çayırlık araziden ayrılıp taş kaplamalı geniş bir yol üzerinden Tanigakure'ye doğru ilerliyorsunuz. Hava serin, nemli ve ferahlatıcı. Etrafınızda sıralanan yüksek, sivri ağaçlar ve ince bambu kamışları arasında yürüdükçe, nehirlerin şırıltısı daha net duyulmaya başlıyor.
Birkaç yüz metre sonra köy kapısına varıyorsunuz. Tahta levhalarla kaplanmış büyük kapının iki yanında sallanan mavi-beyaz bayraklar dalgalanıyor, üzerinde balık ve nehir sembolleri var. Girişteki iki muhafız sizleri başlarıyla selamlayıp kimlik sormadan içeri buyur ediyor. Belli ki dışarıdan gelen tüccar ve ziyaretçilere alışkınlar.
Tanigakure'ye ilk adımınızı attığınızda sizi önce büyük, geniş bir meydan karşılıyor. Meydanın tam ortasında dev bir balık heykeli var, üzerinde parlayan turkuaz çiniler, güneş ışığı altında parlıyor. Heykelin çevresinde koşuşturan çocuklar, fıskiyelerden sıçrayan suyla oyun oynuyor. Shiho çocukları görünce kısa bir anlığına gülümsüyor, Hame ise çocuksu eğlenceden gözlerini kaçırarak öne bakıyor.
Meydanın sol tarafı, büyük balıkçı pazarına açılıyor. Balık kokusu güçlü, hava tuzlu bir deniz kokusuyla karışıyor. İnsanlar yüksek sesle pazarlık yapıyor, tezgâhların başında telaşlı alışveriş sesleri yükseliyor. Satıcılar yüksek, renkli sesleriyle müşterileri çağırıyor.
Sağ tarafınızda nehir kıyısına bağlanan tahta iskeleler var. Uzun, ince kanolar ve küçük tekneler iskelelerde bağlı, birkaç kayıkçı yüklerini indiriyor, kumaş ve meyve kasalarını nehir kıyısındaki depolara taşıyor.
Önünüzdeki ana cadde ise, köyün iç bölgelerine doğru yükseliyor. Burada küçük restoranlar, çay evleri ve çeşitli dükkanlar sıralanmış. Taştan yapılmış basamaklar yukarıdaki tapınak bölgesine doğru kıvrılarak yükseliyor, oradan gelen tütsü kokusu hafif bir esintiyle burnunuza ulaşıyor.
Kazuma duraksayıp hafifçe sana yaklaşıyor ve fısıldıyor. "Balık pazarının altında, eski depolarda buluşuyorlar demiştim. Eğer doğrudan girersek belki kalabalığın arasına karışabiliriz, ama riskli. Dikkat çekmeden ilerleyelim diyorsan nehir iskelesindeki küçük teknelerden birini kiralayıp depoların kanal kapısına yaklaşabiliriz. Üçüncü seçenek ise, tapınak yolunu kullanarak yüksekten aşağıyı gözlemlemek. Kararı sen vereceksin, Jin."
Hame omzunun üstünden Kazuma'ya hala kuşkuyla bakarak sana dönüyor. "Açıkçası, nehir yolu kulağa cazip geliyor. Kalabalıkta neyle karşılaşacağımız belli olmaz." Shiho kısa süreli düşündükten sonra başıyla onaylıyor. "Bence de. Nehir tarafından gidelim. Yine de karar senin, Jin."
Kazuma sabırla ve sessizce senin kararını bekliyor. Meydanın ortasında, akşamüstü güneşinin kızıl ışığında üç farklı yolun başında duruyorsunuz. Vereceğin karar takımının kaderini belirleyebilir.
Köyün dışındaki geniş çayırlık araziden ayrılıp taş kaplamalı geniş bir yol üzerinden Tanigakure'ye doğru ilerliyorsunuz. Hava serin, nemli ve ferahlatıcı. Etrafınızda sıralanan yüksek, sivri ağaçlar ve ince bambu kamışları arasında yürüdükçe, nehirlerin şırıltısı daha net duyulmaya başlıyor.
Birkaç yüz metre sonra köy kapısına varıyorsunuz. Tahta levhalarla kaplanmış büyük kapının iki yanında sallanan mavi-beyaz bayraklar dalgalanıyor, üzerinde balık ve nehir sembolleri var. Girişteki iki muhafız sizleri başlarıyla selamlayıp kimlik sormadan içeri buyur ediyor. Belli ki dışarıdan gelen tüccar ve ziyaretçilere alışkınlar.
Tanigakure'ye ilk adımınızı attığınızda sizi önce büyük, geniş bir meydan karşılıyor. Meydanın tam ortasında dev bir balık heykeli var, üzerinde parlayan turkuaz çiniler, güneş ışığı altında parlıyor. Heykelin çevresinde koşuşturan çocuklar, fıskiyelerden sıçrayan suyla oyun oynuyor. Shiho çocukları görünce kısa bir anlığına gülümsüyor, Hame ise çocuksu eğlenceden gözlerini kaçırarak öne bakıyor.
Meydanın sol tarafı, büyük balıkçı pazarına açılıyor. Balık kokusu güçlü, hava tuzlu bir deniz kokusuyla karışıyor. İnsanlar yüksek sesle pazarlık yapıyor, tezgâhların başında telaşlı alışveriş sesleri yükseliyor. Satıcılar yüksek, renkli sesleriyle müşterileri çağırıyor.
Sağ tarafınızda nehir kıyısına bağlanan tahta iskeleler var. Uzun, ince kanolar ve küçük tekneler iskelelerde bağlı, birkaç kayıkçı yüklerini indiriyor, kumaş ve meyve kasalarını nehir kıyısındaki depolara taşıyor.
Önünüzdeki ana cadde ise, köyün iç bölgelerine doğru yükseliyor. Burada küçük restoranlar, çay evleri ve çeşitli dükkanlar sıralanmış. Taştan yapılmış basamaklar yukarıdaki tapınak bölgesine doğru kıvrılarak yükseliyor, oradan gelen tütsü kokusu hafif bir esintiyle burnunuza ulaşıyor.
Kazuma duraksayıp hafifçe sana yaklaşıyor ve fısıldıyor. "Balık pazarının altında, eski depolarda buluşuyorlar demiştim. Eğer doğrudan girersek belki kalabalığın arasına karışabiliriz, ama riskli. Dikkat çekmeden ilerleyelim diyorsan nehir iskelesindeki küçük teknelerden birini kiralayıp depoların kanal kapısına yaklaşabiliriz. Üçüncü seçenek ise, tapınak yolunu kullanarak yüksekten aşağıyı gözlemlemek. Kararı sen vereceksin, Jin."
Hame omzunun üstünden Kazuma'ya hala kuşkuyla bakarak sana dönüyor. "Açıkçası, nehir yolu kulağa cazip geliyor. Kalabalıkta neyle karşılaşacağımız belli olmaz." Shiho kısa süreli düşündükten sonra başıyla onaylıyor. "Bence de. Nehir tarafından gidelim. Yine de karar senin, Jin."
Kazuma sabırla ve sessizce senin kararını bekliyor. Meydanın ortasında, akşamüstü güneşinin kızıl ışığında üç farklı yolun başında duruyorsunuz. Vereceğin karar takımının kaderini belirleyebilir.