Re: [Yureikumo Aoi] Iwagakure Meselesi
Posted: Thu Mar 06, 2025 11:04 pm
Toshio gözlüklerini eliyle geriye doğru ittirip Yureikumo klanına dair tutumların yanlış olduğunu, Aburemelerin de aynı kaderden mustarip olduklarını söylemişti. Aoi'nin yüzüne rahatlamış bir tebessüm yerleşti. İçinde biriktirdiklerini döktükten sonra hafiflemişti sanki. Hiç değilse birileri anlıyordu kendini bu ortamda ne kadar yabancı hissettiğini. Ah şimdi evinde, sıcacık odasında kurbağalı deresini izleyerek gece meditasyonu yapmak vardı... Toshio'nun da böyle hissettiğine emindi. İlk kez görevdeyken birisine kendini bu kadar dürüstçe açabilmişti. Toshio'nun yaydığı "iyi sır saklayan kişi" aurasından olsa gerekti. Söylediği şeyleri kötüye kullanmayacağına dair bir güveni vardı nedense. Toshio böcek mevzusuna hafif gülümsemiş ve bir gün ona klanın özel böceklerinden gösterebileceğini söylemişti. Aoi'nin gözleri bunu duyunca heyecanla ışıldadı. "Çok isterim!" Aoi'nin son söylediği teklifi de kabul ettikten sonra ayağa kalkmıştı. Aoi de onun peşinden oturduğu yerden kalktı, saçını ve üstünü hafifçe düzelterek odadan çıktı.
Artık gün tamamen batmış, gökyüzü kızıl turuncu renginden arınarak simsiyah olmuştu. Yıldızlar gökyüzünde kıpırdaşmaya başlamışlardı. Sokaklar sessizleşmiş, huzurlu bir dinginlik çökmüştü her yere. Pek çok esnaf dükkanı kepenkleri indirmişti. Birkaç gece mekanı dışında açık pek bir yer yoktu. İsminin "Ayışığı Lokantası" olduğunu gördüğü bir restoran ilgisini çekti Aoi'nin. Zaten gözüne çarpan başka yemek yenecek bir yer de yoktu o yüzden buraya girmek tek seçenekleriydi. Lokanta ahşap masalar ve sandalyelerle dizayn edilmişti. Tavandan sarkan kandil ışıkları ile aydınlatılıyordu. Samimi ve sıcak bir havası vardı. Loş ışıklandırması sayesinde gözü rahatsız etmiyordu. Yemek kokuları burnuna çalınınca Aoi ne kadar acıktığını daha iyi idrak etmişti. Hemen garsonun onlara işaret ettiği boş yere oturdular. Menü önlerine dağıtıldığında Toshio buranın sebzeli rameninin güzel olduğunu söylemişti. Bunun üzerine karar vermek için çok düşünmeden Aoi de kendisine bir sebzeli ramen sipariş etti.
Garson siparişlerini alınca yanlarından ayrılmıştı. Aoi başını kaldırıp mekanın duvarlarını incelediğinde, duvarlarda kasabanın tarihinin anlatıldığı güzel tablolar olduğunu fark etti. Hayran hayran onları incelerken Toshio ile de ufak tefek sohbet etmeye çalışıyordu. Pek konuşkan bir insan değildi gerçekten de. Onu konuşmaya teşvik etmek gerekiyordu. Bu pek Aoi'nin tercih ettiği bir iletişim yöntemi değildi ancak Toshio'nun yanında kendini gergin hissetmediği için başkalarıyla olduğu kadar zorlanmamıştı. Bir süre sonra genç adamın büyük bir ciddiyetle öne doğru eğildiğini fark etti. Dikkatini ona yöneltti tamamen. Ona bu diplomatik görüşme hakkında ne düşündüğünü, içinde kötü bir his olduğunu söylemişti. Aoi onun güneş gözlüklerinin ardındaki gözlerinde nasıl bir duygu gizlediğini bilmiyordu ancak tedirginliği ses tonundan anlaşılıyordu. Bakışlarını hüzünle masaya düşürdü ve derin bir iç çekti. "Aynı kötü his bende de var. Hayır, kesinlikle barış amaçladıklarını düşünmüyorum. Hari Hoca da bunun farkında bence. Bu yüzden ısrarla çatışmadan kaçınmamızı tembihliyor." dedikten sonra masaya doğru iyice eğilerek Toshio'ya yaklaştı. "Aramızda kalsın ama son çıktığım görevde Morino Köyü'ne kadar bir kervana eşlik ediyordum ve tam köyün yakınlarında Iwa ninjalarının saldırısına uğradık. Kendimizi savunmak için saldırıp içlerinden birini tutsak aldığımızda bize kendilerinin yalnızca bir piyon olduğunu, büyük planı asla durduramayacağımızı söyledi. Onlara saldırdığımızın görgü tanıkları olduğunu, feodal beylerine bunu rapor ederek Iwagakure gözünde Konoha'nın itibarını düşürüp diplomatik anlaşmaları bozmak istediklerini söylediler. Arka planda Konoha aleyhine sinsi planlar döndüğüne eminim. Kesinlikle barışçıl ve diplomatik bir görüşme olmayacak bu. Başımıza bir şeyler geleceğini düşünüyorum. Açıkçası iki gündür bundan ötürü fazlasıyla gerginim." Ciddi ses tonu tedirginlikle titredi. "Sence... ruhlara danışıp ileriye dönük görü almayı denemeli miyim? Bunu yapmayı düşünüyordum hazırlıklı olmak için ama... Gördüğüm şeyler çoğunlukla fazla muğlak oluyor ve yanlışa yormaktan korkuyorum."
Artık gün tamamen batmış, gökyüzü kızıl turuncu renginden arınarak simsiyah olmuştu. Yıldızlar gökyüzünde kıpırdaşmaya başlamışlardı. Sokaklar sessizleşmiş, huzurlu bir dinginlik çökmüştü her yere. Pek çok esnaf dükkanı kepenkleri indirmişti. Birkaç gece mekanı dışında açık pek bir yer yoktu. İsminin "Ayışığı Lokantası" olduğunu gördüğü bir restoran ilgisini çekti Aoi'nin. Zaten gözüne çarpan başka yemek yenecek bir yer de yoktu o yüzden buraya girmek tek seçenekleriydi. Lokanta ahşap masalar ve sandalyelerle dizayn edilmişti. Tavandan sarkan kandil ışıkları ile aydınlatılıyordu. Samimi ve sıcak bir havası vardı. Loş ışıklandırması sayesinde gözü rahatsız etmiyordu. Yemek kokuları burnuna çalınınca Aoi ne kadar acıktığını daha iyi idrak etmişti. Hemen garsonun onlara işaret ettiği boş yere oturdular. Menü önlerine dağıtıldığında Toshio buranın sebzeli rameninin güzel olduğunu söylemişti. Bunun üzerine karar vermek için çok düşünmeden Aoi de kendisine bir sebzeli ramen sipariş etti.
Garson siparişlerini alınca yanlarından ayrılmıştı. Aoi başını kaldırıp mekanın duvarlarını incelediğinde, duvarlarda kasabanın tarihinin anlatıldığı güzel tablolar olduğunu fark etti. Hayran hayran onları incelerken Toshio ile de ufak tefek sohbet etmeye çalışıyordu. Pek konuşkan bir insan değildi gerçekten de. Onu konuşmaya teşvik etmek gerekiyordu. Bu pek Aoi'nin tercih ettiği bir iletişim yöntemi değildi ancak Toshio'nun yanında kendini gergin hissetmediği için başkalarıyla olduğu kadar zorlanmamıştı. Bir süre sonra genç adamın büyük bir ciddiyetle öne doğru eğildiğini fark etti. Dikkatini ona yöneltti tamamen. Ona bu diplomatik görüşme hakkında ne düşündüğünü, içinde kötü bir his olduğunu söylemişti. Aoi onun güneş gözlüklerinin ardındaki gözlerinde nasıl bir duygu gizlediğini bilmiyordu ancak tedirginliği ses tonundan anlaşılıyordu. Bakışlarını hüzünle masaya düşürdü ve derin bir iç çekti. "Aynı kötü his bende de var. Hayır, kesinlikle barış amaçladıklarını düşünmüyorum. Hari Hoca da bunun farkında bence. Bu yüzden ısrarla çatışmadan kaçınmamızı tembihliyor." dedikten sonra masaya doğru iyice eğilerek Toshio'ya yaklaştı. "Aramızda kalsın ama son çıktığım görevde Morino Köyü'ne kadar bir kervana eşlik ediyordum ve tam köyün yakınlarında Iwa ninjalarının saldırısına uğradık. Kendimizi savunmak için saldırıp içlerinden birini tutsak aldığımızda bize kendilerinin yalnızca bir piyon olduğunu, büyük planı asla durduramayacağımızı söyledi. Onlara saldırdığımızın görgü tanıkları olduğunu, feodal beylerine bunu rapor ederek Iwagakure gözünde Konoha'nın itibarını düşürüp diplomatik anlaşmaları bozmak istediklerini söylediler. Arka planda Konoha aleyhine sinsi planlar döndüğüne eminim. Kesinlikle barışçıl ve diplomatik bir görüşme olmayacak bu. Başımıza bir şeyler geleceğini düşünüyorum. Açıkçası iki gündür bundan ötürü fazlasıyla gerginim." Ciddi ses tonu tedirginlikle titredi. "Sence... ruhlara danışıp ileriye dönük görü almayı denemeli miyim? Bunu yapmayı düşünüyordum hazırlıklı olmak için ama... Gördüğüm şeyler çoğunlukla fazla muğlak oluyor ve yanlışa yormaktan korkuyorum."