Re: [Yureikumo Aoi] Morino Köyü'nün Şifacısı [C-rank]
Posted: Fri Jan 03, 2025 4:56 pm
Beşinci katın loşluğunda, döşeme tahtalarına yansıyan cılız güneş ışığı arasında, üç adamın siluetleri seçiliyor. Ortaya yerleştirilmiş, devrilmiş bir masanın çevresinde dizilmişler. Biri sırtı pencereye dönük duruyor; uzun, kalın kollu bir hırka giymiş, elleri yumruk halinde sımsıkı sıkılmış. Diğerinin yüzünde siyah, yarım bir maske var; üst kısmı açık, gözleri belirgin, alt kısım gölgede kalıyor. Omuzlarında hafifçe kabarık duran kumaş, uzun yola dayanıklı bir pelerine benziyor. Üçüncüsü ise daha kısa boylu, tıknaz biri; çenesinde seyrek bir sakal, gözlerinde sürekli bir huzursuzluk dolaşıyor gibi.
Tam o sırada, merdivenin gölgesinden çıkıp kendini gösteriyorsun. Elinde kunailerin, hazır bekliyorsun ve onlara sesleniyorsun. Senden beklenmedik bu çıkışla üçü de irkilip hızla sana dönüyor. Sırtı pencereye dönük olan, hemen kemerinden bir kunai çekerek yaklaşmaya yelteniyor. Maskeli olan, senin Yuukon’dan bahsettiğini duyunca kaşlarını hafifçe kaldırıyor, alaycı bir gülümseme beliriyor. "Yuukon mu? O kim ya?" diye fısıldarcasına soruyor. Kısa boylu tıknaz adam ise kafasını yana eğerek "Bizim tanrımız yok hanfendi." diyerek kıkırdar gibi bir ses çıkarıyor. "Boş laflarla mı korkutacaksın bizi?" diye ekliyor, alayla gülen gözlerini sana dikiyor.
Aralarındaki uzun kollu olan herif, kunaisini sana doğru fırlatmaya niyetleniyor gibi kolunu geriye çekiyor. Tam o anda maskeli, sert bir çıkışla "Hop, dur! Usta kıza dokunmayın dedi, unuttun mu?" diye bağırıyor. Uzun kollu adam kısa bir an sendeleyip duruyor, yüzündeki öfke ifadesi memnuniyetsizliğe dönüşüyor.
Havanın gerginliği hissedilir derecede artsa da, maskeli adam bir adım öne çıkarak alçak bir sesle konuşuyor. "Bu iş seni ilgilendirmez. Seni uyarmış olayım: O adamla ve öğrencileriyle yolunu ayır. Yıllar önce ustamızı kandırdı; sattığı malları geri çaldı. Biz de intikamı için buradayız."
Tıknaz adam, maskelinin fazla konuştuğunu düşünmüş olacak ki kolunu tutuyor ve "O kadar ayrıntı verme, aptal mısın oğlum ya!" diye bağırıyor, göz ucuyla sana dönerek temkinli bir bakış atıyor. Ortamda beliren o keskin sessizlik, ne senin ne de onların geri adım atmaya niyetli olmadığını ortaya koyuyor.
Tam o sırada, merdivenin gölgesinden çıkıp kendini gösteriyorsun. Elinde kunailerin, hazır bekliyorsun ve onlara sesleniyorsun. Senden beklenmedik bu çıkışla üçü de irkilip hızla sana dönüyor. Sırtı pencereye dönük olan, hemen kemerinden bir kunai çekerek yaklaşmaya yelteniyor. Maskeli olan, senin Yuukon’dan bahsettiğini duyunca kaşlarını hafifçe kaldırıyor, alaycı bir gülümseme beliriyor. "Yuukon mu? O kim ya?" diye fısıldarcasına soruyor. Kısa boylu tıknaz adam ise kafasını yana eğerek "Bizim tanrımız yok hanfendi." diyerek kıkırdar gibi bir ses çıkarıyor. "Boş laflarla mı korkutacaksın bizi?" diye ekliyor, alayla gülen gözlerini sana dikiyor.
Aralarındaki uzun kollu olan herif, kunaisini sana doğru fırlatmaya niyetleniyor gibi kolunu geriye çekiyor. Tam o anda maskeli, sert bir çıkışla "Hop, dur! Usta kıza dokunmayın dedi, unuttun mu?" diye bağırıyor. Uzun kollu adam kısa bir an sendeleyip duruyor, yüzündeki öfke ifadesi memnuniyetsizliğe dönüşüyor.
Havanın gerginliği hissedilir derecede artsa da, maskeli adam bir adım öne çıkarak alçak bir sesle konuşuyor. "Bu iş seni ilgilendirmez. Seni uyarmış olayım: O adamla ve öğrencileriyle yolunu ayır. Yıllar önce ustamızı kandırdı; sattığı malları geri çaldı. Biz de intikamı için buradayız."
Tıknaz adam, maskelinin fazla konuştuğunu düşünmüş olacak ki kolunu tutuyor ve "O kadar ayrıntı verme, aptal mısın oğlum ya!" diye bağırıyor, göz ucuyla sana dönerek temkinli bir bakış atıyor. Ortamda beliren o keskin sessizlik, ne senin ne de onların geri adım atmaya niyetli olmadığını ortaya koyuyor.