Re: [Yureikumo Aoi] Çamur İzi
Posted: Fri Sep 26, 2025 5:04 pm
Kaizen sana doğru bakıyor, gözlerinde alışık olduğun soğukluk yerine belli belirsiz bir uyarı var. "Bokukichi ile yakın arkadaş olmanı önermem." Sen tepki veremeden Bokukichi iki elini havaya kaldırıp alaycı bir sesle söze giriyor. "Ay çok ayıp Kaizen ya, sanki ananı-" Kaizen’in gözleri aniden keskinleşiyor, adeta tek bir bakışıyla ortamı donduruyor. Bokukichi hemen yelkenleri indiriyor. "Özür dilerim kardeşim, tamam, sustum." Gergin an bir nefes kadar sürüyor, ardından Kaizen başını sana çevirip kısa ve net konuşuyor. "Tur rehberi dediğin kişi önemli. Hepiniz harekete geçin. Zaman kaybedemeyiz."
Sen adımlarını hızlandırıp çarşının girişindeki tüccar grubuna yaklaşıyorsun. Yağmur damlaları tente kenarlarından aşağı süzülüyor, kalabalığın yüzlerinde hem sıkıntı hem de merak var. Yakınlarda orta yaşlı bir tur rehberi görüp görmediklerini soruyorsun. İlk tüccar başını iki yana sallıyor. "Ben görmedim, hanım." İkinci tüccar kısa bir an düşünüyor, sonra omuz silkiyor. "Tur rehberi mi? Burada herkes bir şey satmaya çalışır, ben de ayıramam vallahi." Üçüncüsü ise gözlerini kaçırıyor, dudaklarının kenarı titriyor. "B-Bilmiyorum... belki... belki uğramıştır yani, ne bileyim." Sesi güven vermiyor, adeta saklamaya çalıştığı bir şey var. O anda arkadan yükselen sesler dikkatini dağıtıyor.
Dar sokaktan gelen uğultu bir anda keskinleşiyor. Yağmurun altındaki tartışma net duyuluyor artık. "Paramı aldı! Kaçıyor! Yakalayın şunu!" Kalabalık dalgalanıyor, birkaç kişi koşuşturuyor. Masato tereddüt etmeden oraya yöneliyor. "Ben bakacağım." diyor, gözleri dikkatle öne odaklanmış. Sen onun arkasından bakarken, omzunun gerisinden aniden sert bir tutuş boğazına dolanıyor. Nefesin kesiliyor, soğuk bir metal derine baskı yapıyor. Bir kunai. "Yaklaşmayın lan!" Sesini çıkaran, az önce gözlerini kaçıran tüccar. Şimdi maskesini düşürmüş gibi gerçek yüzünü belli ediyor. Eli titremiyor, boğazına bastırdığı bıçak son derece kararlı.
Saniyeler içinde her şey duruyor. Yağmur bile bir an sessizleşmiş gibi. Kalabalık nefesini tutuyor. Kaede’nin eli kılıcında, Masato geriye dönmüş gözleri dehşet içinde sana kilitlenmiş. Kaizen’in yüzündeki buz gibi ifade, ilk defa yerini şaşkınlığa bırakıyor. Tüm gözler üzerindeyken, boğazında ölümün soğuk nefesi varken, seni tutan adam haykırıyor. "Yaklaşmayın! Yoksa bu kızı burada öldürürüm!" Amegakure’nin çarşısı, saniyeler içinde sessiz bir arenaya dönüşüyor. Adam herkesin kanını donduran bir cümle kuruyor. "Köylerin devri bitmedikçe Amegakure'de barış hakim olmayacak!"
Sen adımlarını hızlandırıp çarşının girişindeki tüccar grubuna yaklaşıyorsun. Yağmur damlaları tente kenarlarından aşağı süzülüyor, kalabalığın yüzlerinde hem sıkıntı hem de merak var. Yakınlarda orta yaşlı bir tur rehberi görüp görmediklerini soruyorsun. İlk tüccar başını iki yana sallıyor. "Ben görmedim, hanım." İkinci tüccar kısa bir an düşünüyor, sonra omuz silkiyor. "Tur rehberi mi? Burada herkes bir şey satmaya çalışır, ben de ayıramam vallahi." Üçüncüsü ise gözlerini kaçırıyor, dudaklarının kenarı titriyor. "B-Bilmiyorum... belki... belki uğramıştır yani, ne bileyim." Sesi güven vermiyor, adeta saklamaya çalıştığı bir şey var. O anda arkadan yükselen sesler dikkatini dağıtıyor.
Dar sokaktan gelen uğultu bir anda keskinleşiyor. Yağmurun altındaki tartışma net duyuluyor artık. "Paramı aldı! Kaçıyor! Yakalayın şunu!" Kalabalık dalgalanıyor, birkaç kişi koşuşturuyor. Masato tereddüt etmeden oraya yöneliyor. "Ben bakacağım." diyor, gözleri dikkatle öne odaklanmış. Sen onun arkasından bakarken, omzunun gerisinden aniden sert bir tutuş boğazına dolanıyor. Nefesin kesiliyor, soğuk bir metal derine baskı yapıyor. Bir kunai. "Yaklaşmayın lan!" Sesini çıkaran, az önce gözlerini kaçıran tüccar. Şimdi maskesini düşürmüş gibi gerçek yüzünü belli ediyor. Eli titremiyor, boğazına bastırdığı bıçak son derece kararlı.
Saniyeler içinde her şey duruyor. Yağmur bile bir an sessizleşmiş gibi. Kalabalık nefesini tutuyor. Kaede’nin eli kılıcında, Masato geriye dönmüş gözleri dehşet içinde sana kilitlenmiş. Kaizen’in yüzündeki buz gibi ifade, ilk defa yerini şaşkınlığa bırakıyor. Tüm gözler üzerindeyken, boğazında ölümün soğuk nefesi varken, seni tutan adam haykırıyor. "Yaklaşmayın! Yoksa bu kızı burada öldürürüm!" Amegakure’nin çarşısı, saniyeler içinde sessiz bir arenaya dönüşüyor. Adam herkesin kanını donduran bir cümle kuruyor. "Köylerin devri bitmedikçe Amegakure'de barış hakim olmayacak!"