Ryuu, resepsiyondaki kızın anlattıklarını duyunca önce kısa bir süre sessiz kalıyor. Sonra, sanki geçmişten bir anıyı geri çağırır gibi derin bir nefes alıyor. Bakışları hafifçe uzaklaşırken, sessizliği bir açıklamayla bozuyor. "Yıllar önce, yaklaşık 7-8 sene evvel, bir grup Ronin ile karşılaşmıştım. Çok iyi anlaştığımız söylenemez. Aslında onları ben bulmamıştım, bir görev teslimi sırasında yollarımız kesişti. Paha biçilemez bir ota sahip olduklarını iddia ediyorlardı, hastalar için büyük şifa taşıyan bir malzemeydi. Ancak sahte olduğunu fark ettim ve kervanlarını dolandırıcılıkla suçladım. O anda kavga çıktı. İçlerinden biri fena yara aldı, ben de hafifçe sakatlandım. Sonra onlardan duyduğum son şey, 'Bu işi unutma, seni kara listeye aldık!' tarzı tehditler oldu. Ama yıllardır ne peşime düşen oldu ne de adımdan söz eden… Kime rastlasam, bu Ronin grubunun dağıldığını duydum. Hepsi ortalıktan kaybolmuş gibi görünüyordu."
Ryuu, gözlerini kısarak anılarının içinden sıyrılıyor. Resepsiyondaki kız, şaşkın bakışlarınızı fark edip hikayeyi bölmeden devam ediyor. "Dün gece gelen adamın kolunda derin bir kesik vardı." diyor, yüzünde tedirgin bir ifade var. "Göz çevresi mosmor olmuştu. Uzun boylu sayılırdı ama duruşu biraz kamburdu, belki de yaraları yüzünden. Sol kaşının üstü dikişli gibiydi. Sakalı epey uzamış, kirli bir hal almıştı. Giysileri yırtık pırtıktı, ama özellikle kahverengi, bol bir hırka giyiyordu. Sizi sorduğunda isminizden ziyade, 'Sakal bırakmış olan bir şifacı var mı, yanında genç bir oğlan… Bir de genelde yanlarında daha iri yapılı biri ve koyu saçlı ufak bir çocuk var.' dedi. Herhalde Haru ve Emi beyleri tarif ediyordu. Israrla size benzeyen bir ekibi aradığını söyledi ama ben burada öyle insanlar olmadığını söyledim."
Ryuu, kızın tarifini dinlerken bir anda kaşlarını çatıyor. "Aklıma biri geliyor." diyor, sesi artık belirgin bir gerginlikle titriyor. "Benim karşılaştığım Ronin grubundan, yaşça daha büyük ve her daim uzun bir hırka giyen biri vardı. Lakabını 'Kurt' diye hatırlıyorum. Sol kaşının üstünde de bir yara izi olduğunu anımsıyorum. Belli ki o."
Bunun üzerine Keita, bakışlarını sana çeviriyor. Kısa bir an susuyor, ardından kararlı bir ifadeyle başını sallıyor. "Tamam, buradayım. Şifacılar bende, merak etme!" diyor ve emirlerini kabul ettiğini belli ediyor. Ryuu ve diğerleri de sessizce onaylayarak Keita’nın yanında kalmayı mantıklı bulduklarını gösteriyorlar.
Sen, resepsiyondaki kızı bilgi vermeye yönlendirirken Mirai no Me tekniğini uygulamaya hazırlanıyorsun. İçine dönük bir an yaşıyor, manevi bağını güçlendirmek için kısa bir odaklanma süreci geçiriyorsun. Etrafındaki sesler sanki geriliyor, kalp atışlarının ritmi zihninde yankılanıyor. Bir kez daha ruhlardan gelecek sembolik işaretlere kapını açıyorsun.
Önünde beliren ilk görüntü, üzerinde yeşil sarmaşıklar dolaşan kahverengi bir kapı oluyor. Kapının yüzeyi düzgün ve sağlam görünüyor, zarif desenleri, üzerinde gümüşi bir tokmakla tamamlanıyor. Fakat bir anda sahne değişiyor; aynı kapı şimdi derin yarıklarla ve kıymıklarla dolu. Sarmaşıklar solmuş, kana benzeyen bir kırmızı ton kapıyı lekelemiş. Tokmak parçalanmış, üstündeki zarif desenler yırtılmış gibi duruyor. Görüntü kısacık bir an parlaklaşıyor ve toz bulutu gibi dağılıyor.
Tekniği bitirdiğinde, nefesinin hızlandığını, kısa ama derin bir sarsıntı hissettiğini fark ediyorsun. Ryuu ve diğerleri sana doğru merakla bakıyor, ama sen şimdilik sadece başını kaldırıp onlara sakince işaret ediyorsun. Ardından ayrılıp köyü kolaçan etmeye koyuluyorsun.
Kaplıca köyü, güne yeni uyanmış gibi görünüyor. Sokaklarda seyyar tezgahlar kurulmaya başlamış; kimisi sıcak yiyecekler satıyor, kimisi de basit el işi ürünler. Ahşap bir köprünün üstünde, koyu renkli fenerler hala asılı duruyor, altından geçen derenin sesi ferahlık yayıyor. Sağda küçük bir demirci dükkanı göze çarpıyor; bacasından sızan hafif duman, içeride ateşin yakıldığını ve yeni işlere başlandığını gösteriyor. İleride, atların bağlı olduğu mütevazı bir ahır dikkati çekiyor; yıpranmış bir tabela, yer yer sökülmüş çivilerle asılı. Onun hemen yanında, tozlu bir patikaya açılan kestirme yol var. Köyün çıkışına yakın, eski bir bekçi kulesinin kalıntıları seçiliyor; tamamen kullanımdan kalkmış gibi dursa da orayı gözetlemek veya tepeye tırmanmak mümkün olabilir. Sezgilerin seni hangi yöne çekecek?