Bir süre sonra Saya artık kalkmaları gerektiğini belirtti. Masayı terk edip mahcup bir gülümseme ile kasada hesabı ödedi. Dışarı çıktıklarında akşam serinliği yüzüne çarptı. Sokak lambaları yanmaya başlamış, etraf sabaha göre çok da sakinleşmişti. Tam o esnada Saya'nın birilerine el kol sallayarak yanlarına çağırdığını fark etti. Telaşla o tarafa döndüğünde iki shinobinin yolun karşısında olduklarını gördü. Birisi akşamın bu saati olmasına rağmen koyu renkli gözlükler takmış, saçları at kuyruğu şeklinde toplanmış uzun boylu bir shinobiydi. Diğeri ona göre daha kısa boylu, dikenli saçları olan, yüzünde kocaman gülümseme olan bir shinobiydi. Saya'yı fark ettiklerinde üzerlerine doğru heyecanla yürümeye başlamışlardı. Soru işaretleriyle dolu bakışlarını bir Saya'ya bir de bu shinobilere çevirince anladı ki onlar yarın göreve çıkacağı diğer shinobi arkadaşlarıydı.
Yanlarına gelince uzun gözlüklü olan kendisini Aburame Toshio, diğer neşeli olan da kendisini Shindou Takeshi olarak tanıtmıştı. Aoi de gülümseyerek kendini tanıttı. "Yureikumo Aoi, çok memnun oldum." Hokage'nin sabah söylediklerini hatırlamaya çalıştı. Aburame Klanı'ndan olan sakin kişilikli, iz sürme ve gözlem becerileri olan bir shinobiydi. Diğeri ise oldukça zeki, beklenmedik anlarda güzel çözümler bulan birisiydi. Onlar hakkında duydukları şeyleri görüntüleriyle bağdaştırarak zihninde bir yere oturttu. Tanışma faslından sonra Takeshi akşam yemeği yemeyi teklif etmişti. Gruptaki herkes kabul edince Aoi de onlara eşlik etmeye karar verdi. Böyle büyük bir grupla gezinmek onu birazcık gerse de ikisi de iyi huylu insanlara benziyordu. Hokage'nin seçimlerine güveniyordu hem.
Takeshi bildiği bir mekan olduğunu söyleyerek gruba en önden liderlik etmeye başlamıştı. En arkada sessizce hiç konuşmadan Toshio ilerliyordu. Saya ve Aoi ise onun hemen önündeydiler. Birkaç sokak boyunca yürüdükten sonra sıcak yemek ve alkollü içecekler servis ettiğini pankartlarla duyuran bir hanın önüne gelmişlerdi. Şirin bir avlusu ve üzerinde parıldayan göz alıcı fenerleri vardı. Takeshi ona dönerek alkolün sorun olup olmayacağını sormuştu. Aoi tam cevap vermek için ağzını açmıştı ki bir anda hiç beklemediği bir şey oldu. Bunca yıldır beklediği, ağzına layık bir rakip karşısına çıkmıştı. Tek nefeste bir paragraflık şeyleri ardı ardına sıralamakta kendisi kadar iyi olan birisini Aoi hayatında ilk kez görüyordu. Takeshi bir anda nerede büyüdüğünden başlamış, ailesinden, akademi sınavından, nasıl Chuunin olduğundan, ilgi alanlarından bir çırpıda bahsetmişti. Çocuğun konuşması bitince Aoi bir süre sersemletilmiş gibi hiçbir şey söyleyemeden kalakaldı. Sonra gözlerindeki bakış şaşkınlıktan hayranlığa ve hayranlıktan coşkuya döndü.
Derin bir nefes aldı ve başladı. "Bu harika, size çok saygı duydum. Bu sabah Hokage de sizden oldukça övgü dolu sözlerle bahsetti. Bu kadar genç yaşta bunca başarıya imza atmak imrenilesi bir durum. Çevrenizde size hayran epey insan olsa gerek. Elimizdekilerle yetinmektense sürekli yeni bir şeyler öğrenmeye çalışmanın çok değerli bir motivasyon olduğunu düşünüyorum. Ben de son dönemde şifalı bitkileri öğrenme konusuna büyük ilgi duyuyorum. Şifacılara eşlik ettiğim bir göreve gittim yakın zamanda, yaptıkları iş beni açıkçası büyüledi. Tanrı Yuukon'un doğada bizim için sunduğu onca şifaların ilmini çözmek, onları okuyabilmek ve insanlara bu yolla huzur ve şifa dağıtmak ne kadar kutsal bir iş, sizce de öyle değil mi? Medikal ninja olmasam bile bu konuda bir şeyler öğrenip bilgi birikimimi geliştirmek istiyorum zira çıktığım görevlerde ekip arkadaşlarıma yardımım dokunabilir. Benim sizinki kadar ilginç bir hayatım yok, sıradan bir Yureikumo'yum sadece. Bizim klanın uğursuz olduğunu söylerler ancak bu aslında doğru değil. Hiç uğursuzluk getirdiğime şahit olmadım. Hayat ve ölüm dengesini korumak arasında geçen bir yaşantımız var. Kendi içine kapanık bir topluluğuz. Ama misafirleri çok severiz o yüzden ziyaret etmek isterseniz size yerleşkemizi göstermeyi çok isterim. Hem yeni şeyler öğrenmekten hoşlanıyorsanız ilginizi çekebilir. Bir de fal bakmaktan çok hoşlanıyorum. Biraz gelecekten görü alma yetim var onu geliştirip insanları başlarına gelebilecekler konusunda uyarmak istiyorum. Böylece kendilerindeki eksikleri görüp geliştirebilirler diye düşündüm. Merak ederseniz sizin falınıza da bakabilirim. İnanmayacaksınız ama sabah Hokage bile falına bakmama izin verdi." Yüzünde kendinden emin kocaman bir gülümseme ile bir nefeste bitirdi söyleyeceklerini. Sonra bir şey söylemeyi unutmuş gibi ekledi. "Alkol olmasında sorun yok bu arada."