Yerden aldığı kumları etrafına dağıtırken gözleri çölün sarı tanelerinde dolaşıyor. Bir şeyler tasarlıyor olmalı; anlaşılan, aynı türden tekrarlayan saldırılarla hiçbir ilerleme kaydedemeyeceğini anlamış. Sol elini hafifçe kaldırıyor, parmaklarının arasından belli belirsiz bir chakra titreşimi seziyorsun. Muhtemelen yine Fuuton kökenli başka bir teknik hazırlayacak, ya da Toppa’yı farklı biçimde kullanmak isteyecek. Yüzündeki öfke ifadesi, yerini kararlı bir hırsa bırakıyor. O sırada Kunio’nun bakışları kısılıyor, sanki hem seni hem de bir yandan kenarda bekleyen Hanji ve Kasaku’yu tartıyormuş gibi.
Arkanda ise Hanji, beklediğin gibi yavaş yavaş kendini toparlamaya çalışıyor. Henüz sahada çok tecrübesi olmadığı için aceleci davranmıyor ama kuklasını hazır hale getirmek üzere harekete geçtiğini görüyorsun. Bel kemerine iliştirilmiş, küçük bir parşömen çıkartıyor. Parmaklarını, alışkın olduğu bir titizlikle hızla mühür dizisine sokuyor ve parşömendeki simgeler parlamaya başlıyor. Biraz sonra gözlerinin önünde, henüz boyalı kısımları tamamen bitmemiş, hafifçe pürüzlü kalan bir kukla şekil buluyor.
Bu kukla, Shirogane klanının o meşhur ince işçiliğine henüz tam yaklaşamamış olsa da, yine de potansiyeli yansıtıyor. Gövdesi kum rengi ahşapla kaplı, kollarına denk gelen kısımda ince metal plakalar var. Baş kısmı boş bir maskeyi andırıyor; hatta göz çukurları hala boya izleriyle yarım kalmış gibi duruyor. Henüz cilası tamamlanmamış olduğundan, eklem yerlerindeki ufak boşluklar ara ara göze çarpıyor. Yeni bir savaş kuklası olduğu belli, amatör, ama yine de tehlikeli olabilecek mekanizmalara sahip bir iskelet gibi.
Kasaku onu görür görmez "Hanji!.." diye fısıldayarak yerinde ürkek bir adım alıyor, sonrasında az önceki şaşkınlığı bırakıp hızlıca eline bir kunai alıyor. Gözleri tedirgince Kunio’yla senin arandaki mücadeleye de kayıyor, ama şimdi bir tehlike durumunda Hanji’yi korumak ister gibi davranıyor. Adeta seninle Kunio arasındaki sert hava, onları da bu teste doğru itiyor.
Hanji ise dikkatini kuklasına vermiş durumda. Gövdesinin yan panelini açıp, oradaki basit bir aparata iki küçük hançeri yerleştiriyor. Onları kuklanın ellerine uygun şekilde takarken yüzündeki endişe ifadesi, yavaşça odaklanmaya dönüşüyor. Ardından ince, soluk mavi renkli chakra iplikçikleri parmaklarından uzanıp kuklanın eklem yerlerine bağlanıyor. Bir an tüm kukla hareketsizce duruyor; Hanji derin bir nefes aldıktan sonra başını sallıyor. Kuklanın bakışı, o anlamsız göz çukurlarıyla adeta sana odaklanmış gibi. Sen Kunio’ya dönük dururken, Hanji’nin kuklası hafifçe yanal bir pozisyon alıyor.
Bu anı, kısacık bir suskunluk dolduruyor. Kasaku, bir yandan hançerli kuklaya ve Hanji’ye göz kulak olarak, bir yandan Kunio’nun yeni hamlesine karşı tetikte bekliyor. Hanji, kuklayı sıçratmaya hazırmış gibi ipleri parmaklarında geriyor. Kunio ise önden senin dikkatini çekmek ve tüy koparmak adına plan kurmakla meşgul. Üçünün de sahnede farklı rolleri var; senin gözünde ise hepsi hala aynı takımın birer parçası. Onların ortak bir stratejiye mi yöneleceklerini, yoksa herkesin kendi başına mı hamle yapacağını merak ederken, eğitim alanına hakim olan rüzgar esintisi, sanki yaklaşan kapışmanın habercisi gibi ıslık çalıyor.