Köyün merkezine doğru ilerlerken, etrafındaki sivillerin sana baktığını fark ediyorsun. Bakışlar genellikle çekingenlik ve saygı karışımı. Hoshigaki Klanı, Kirigakure'de hem korkulan hem de takdir edilen bir varlık. Bazı tüccarlar göz teması kurmaktan kaçınıyor, bazıları ise saygıyla başını eğiyor. Su Kulesi, köyün kalbinde yükseliyor. Sisler arasında beliren yapı, suyun ve gücün mükemmel bir sembolü. Mimarisi, dalgaları andıran yumuşak eğrilerle tasarlanmış ve kulenin tepesindeki Mizukage odası, tüm köyü görebilecek yükseklikte duruyor.
Kulenin girişindeki iki nöbetçiyi selamlıyorsun. Adamlar başlarıyla saygı gösteriyor ve seni içeri alıyorlar. İçerideki koridorlar geniş ve serin, taş duvarlarda asılı su elementi betimlemeleri ışıkta hafif parlıyor. Merdivenlerden yukarı çıkarken, her adımda sorumluluğun ağırlığını hissediyorsun. Mizukage'nin çağrısı sıradan bir olay değil. Tepedeki büyük çift kapıya ulaştığında, hafif bir duraksama hissediyorsun. Kendini toparlayarak keskin bir nefes alıyor ve kapıyı hafifçe vuruyorsun.
"Gir." diyor Mizukage'nin soğuk, keskin sesi içeriden. Kapıyı kaydırarak açıyor, içeri adım atıyor ve saygıyla eğiliyorsun. Oda geniş ama minimalist bir düzenle hazırlanmış. Parşömenler ve haritalar Mizukage'nin masasının üzerine özenle yerleştirilmiş. Hozuki Engetsu, büyük ahşap masasının arkasında oturuyor, mora yakın gözlerini sana dikiyor. Yüz hatları sert ve ifadesiz, sanki taştan yontulmuş gibi. Mizukage şapkası başında duruyor, arkasındaki pencereden süzülen solgun ışık figürüne soğuk bir hava katıyor.
Engetsu, önündeki bir parşömeni kapatıyor ve sana bakıyor. Sessizlik birkaç saniye sürüyor, sonra ağzını açıyor. "Sizin veletlerden biri akademide çocuğu dövmüş." Ses tonu düz, suçlayıcı değil ama keskin. Masanın üzerindeki bir raporu hafifçe itiyor. "Hoshigaki Tokuma. Sekiz yaşında. Üç akademi öğrencisini hastanelik etti. Sebep, lakap takılması." Engetsu'nun gözleri sana sabitlenmiş vaziyette. Beklenti yok, sadece soğuk bir değerlendirme. "Ya biliyorsun klanın eski itibarını taşıyor hala. Bu tür olaylar kabul edilemez." Kısa bir duraklama. Mizukage arkasına yaslanıyor. "Bir uyarın yani, olay çıkmasın boşu boşuna."
Sessizlik tekrar odayı kaplıyor. Engetsu'nun keskin bakışları senin üzerinde geziniyor, sanki tepkini ölçmeye çalışıyor. Sonra birden konuyu değiştiriyor. "Yeni genin takımlarını dağıtıyoruz. Hoca sayısı yetersiz." Masanın üzerinden üç fotoğraf alıp önüne koyuyor. Her biri farklı bir çocuğun yüzünü gösteriyor. "Seni hoca olarak düşünüyorum. Kabul edersen, takımın bunlar olacak." İlk fotoğrafı parmağıyla hafifçe öne itiyor. Açık sarı saçlı, pembe gözlü, ciddi bakışlı genç bir kız. "Karatachi Shiori. On iki yaşında. Çakra kontrolü iyi, ama sosyal becerileri zayıf. Ailesinin baskısı altında."
İkinci fotoğrafı gösteriyor. Koyu mavi saçlı, sırıtan ve rahat görünen bir erkek çocuk. "Hozuki Kaito. On iki yaşında. Suiton yeteneğinde erken gelişim gösterdi. Yetenekli ama disiplinsiz. Her şeyi oyun zannediyor." Son fotoğrafı önüne koyuyor. Koyu kahverengi saçlı, çekingen bakışlı ve küçük görünen bir kız. "Suzu. Soyadı yok. On bir yaşında. Akademide not ortalaması düşük, ama hayatta kalma içgüdüleri güçlü. Yetimhaneden geliyor."
Engetsu ellerini masaya koyuyor ve sana bakıyor. İfadesi değişmemiş, ama sesinde hafif bir beklenti var. "Karar senin. Kabul edersen, yarın sabah onlarla tanışacaksın." Odada sessizlik çöküyor. Mizukage, cevabını beklerken önündeki fotoğraflara bakıyor. Bir anda aklına geliyor ve "Ha bu arada, geliyor musun akşam? İçeriz." diyor. Birkaç gün öncesinden konuşulduğunu hatırlıyorsun, Jouninler toplanacak ve Mizukage ile birlikte içmeye gidecekti. Büyük bir etkinlik olacak gibi görünüyor.




